Yılda 200 bin kişi felç geçiriyor Yılda 200 bin kişi felç geçiriyor

Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Songül Özer, “Sıtmanın etkin bir tedavisi olsa da, gecikilmesi halinde ölümcül olabilir. Bu nedenle sıtmanın yaygın görüldüğü yerlere seyahat edecek kişiler, o bölgelere gitmeden verilmeye başlanan koruyucu ilaçları alarak önlem almalıdır” dedi.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Songül Özer, 25 Nisan Dünya Sıtma günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Sıtmanın tanımını yapan Dr. Öğr. Üyesi Özer, “Sıtma, anofel cinsinden dişi sivrisinekler tarafından insana aktarılan, Plasmodium cinsi kan parazitleri tarafından oluşturulan bir enfeksiyon hastalığıdır. Anofel cinsi dişi sivrisineklerin sokmasıyla insana bulaşan beş ayrı Plasmodium (kan paraziti) bulunmaktadır. Sivrisinekler tarafından vücuda giren parazitler, öncelikle kırmızı kan hücrelerini enfekte eder” diye konuştu.
ŞİDDETLİ SITMA ZAMANINDA TEDAVİ EDİLMEZSE ÖLÜMCÜL OLABİLİR
Sıtmada görülebilecek belirtilerden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Özer, şu bilgileri paylaştı: “Paraziti alan kişide meydana gelen ilk belirtiler baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, karın ağrısı, karın krampları ve kas ve eklem ağrısıdır. Bu tipik olmayan belirtilere daha sonra yüksek ateş, üşüme, titreme, terleme, iştahsızlık, kusma ve giderek artan halsizlik eklenir. Hastalık bu aşamada fark edilir ve tedavisine başlanırsa, ilerlemez ve kötüye gidiş olmaz. Ama fark edilmezse ve tedavi başlanmazsa vücuttaki kan parazitleri çoğalmaya devam eder. Hastalık günler hatta saatler içerisinde şiddetli sıtmaya dönüşebilir. Şiddetli sıtmada genellikle koma (serebral sıtma), metabolik asidoz, ağır anemi, hipoglisemi, akut böbrek yetmezliği, akciğer ödemi bulgularından biri veya daha fazlası gelişebilir. Şiddetli sıtma tedavi edilmezse hastaların büyük çoğunluğu kaybedilir.”
YÜKSEK ATEŞ GÖRÜLEBİLİR
Sıtmalı hastanın 3-4 günde bir yükselen ateşinin olmasının tipik olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Özer, “Ateşsiz günlerde tamamen normal olan hasta, ateşin yükselmesi ile birlikte şiddetli kas ağrıları, aşırı halsizlik ve bazen kanamalarla seyreden ateşli döneme girer. Sıtmanın türüne göre değişirse de bu ateşli dönem yaklaşık 4-5 gün sürer. Sonra aşırı terleme ile birlikte ateş düşer ve yine ateşsiz dönem başlar” dedi.
SİVRİSİNEKLERDEN BULAŞIR
Sıtmanın insana nasıl bulaştığına değinen Dr. Öğr. Üyesi Dr. Özer, “Sıtma genellikle insana enfekte dişi anofel cinsi sivrisineklerin sokmasıyla bulaşmaktadır. Kanında paraziti taşıyan kişilerin kanını emen anofeller, kendi vücutlarına paraziti alır, büyütür ve başka bir insanı sokarak bu paraziti taşımış olurlar. Sivrisinekler dışında kan transfüzyonu, organ transplantasyonu, greftler ve kontamine enjektör veya iğnelerin ortak kullanımı ile de bulaşabilmektedir. Ayrıca anneden, enfekte eritrositlerin plasenta yoluyla doğum öncesi veya doğum esnasında bebeğe geçişiyle de bulaşabilir” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE YEREL KAYNAKLI SITMA GÖRÜLMÜYOR
Sıtmanın, Afrika kıtasında halen çok yaygın olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Özer, şunları söyledi: “Ülkemizde, cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana yapılan etkin sıtma mücadelesi sayesinde yerel kaynaklı sıtma vakası görülmemiştir. Ülkemizde tanı konulan sıtma vakalarının hepsinin kaynağı, başta Afrika olmak başka ülkelerdir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2000 yılından beri dünya genelinde sıtma vaka sayısı ve ölümlerinde düşüş olduğunu bildirmektedir. DSÖ, 2016 yılında sıtma vaka sayısının 216 milyona, ölüm sayısının da 3 milyon 445 bine düştüğünü tahmin etse de, sıtma dünyada halen önemli bir enfeksiyon hastalığı olmaya devam etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayımlanan Dünya Sıtma Raporu’na göre 2016 yılında sıtma vakalarının yüzde 90’ı Afrika’da, yüzde 7’si Güney-Doğu Asya’da ve yüzde 2’si de Doğu Akdeniz Bölgesi’nde görülmüştür.”
SITMANIN KAN TAHLİLLERİ YOLUYLA TANISI KOLAYDIR
Tanı sürecinin kolay olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Özer, “Günümüzde sıtmanın kan tahlilleri yoluyla tanısı kolaydır ve kısa sürede tanı konulabilir. Etkin bir tedavisi vardır. Sıtmanın yaygın görüldüğü yerlere seyahat edecek kişilere, o bölgelere gitmeden verilmeye başlanan koruyucu ilaçlar mevcuttur. Açık olan vücut bölgelerine sivrisinek kovucularının sürülmesi ise bir diğer korunma yöntemidir” şeklinde konuştu.
SİVRİSİNEKLERDEN KORUNMANIN YOLLARI
Sivrisineklerin, nemli ve sıcak iklim bölgelerinde, hijyen koşullarının uygun olmadığı yerlerde kolayca yuvalandıklarını ve ürediklerini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Özer, “En sık sıtma hastalığına neden olurlar. Ama sıtma dışında Dang humması, sarı humma, filaryazis (fil hastalığı), çeşitli ensefalitlere de (beyin ve beyin zarı enfeksiyonları) neden olabilirler. Sivrisineklerle mücadele yöntemlerinin başında, sivrisinek larvalarının bulunduğu bataklık gibi ortamların kurutulması, çeşitli kimyasallarla etkili ilaçlama yöntemlerinin sık aralıklarla uygulanması, sivrisineklerin sık bulunduğu ortamlarda cibinlik kullanımının yaygınlaştırılması, çalışırken vücudun açık yerlerinin ilaçlanması ve mümkünse kapalı kıyafetler veya açık renkli giysiler giyilmesi, el, kol ve yüz koruyucularının kullanılması önerilir” dedi.
(İHA)