Ateşli silahların kullanımı eskiden bu yana büyük bir sorun ve tehlike teşkil etmektedir.
Ruhsatlı ateşli silah taşıma ve bulundurma belirli yasal şartlara bağlanmıştır. Ancak yasalarda belirtilen hükümleri taşıyanlar ruhsat alsalar da ruhsatsız tabanca kullananların sayısı küçümsenemeyecek kadar fazladır. Sorunun başlangıç yeri insanlar nasıl oluyor da ruhsatsız tabanca ya da silaha kolaylıkla ulaşabiliyor. Ruhsatsız ateşli silah piyasası var desek abartmamış oluruz bence. Güncel yaşamın içerisinde birileri resmi olmayan yollardan ateşli silah pazarlıyor, birileri de bu ateşli silahları satın alıyor. Peki, kontrolsüz bir şekilde ve yasalara aykırı bir şekilde ateşli silah taşıyan ya da bulunduran insanlar nelere sebep oluyor, bunları biraz irdelemek istiyorum. “Kasabanın bildik sırları” diye bir söz var ya hani herkes bir gerçeği biliyor ama bilmezlikten geliyor. Ateşli silah taşımak ve bulundurmak da tam anlamıyla böyle bir şeydir. Aslında bu yazdıklarımızı herkes biliyor ama bilmiyormuş gibi davranıyor. Peki, bu sorun hangi tehlikeleri doğuruyor birlikte bakalım: Özellikle yaz aylarının başlaması ile birlikte düğünlerde tabanca ve silah sıkılması moda oldu dersek abartmamış oluruz. İnsanlar adeta birbirleri ile yarışır vaziyette havaya ateş açmaktadırlar. Düğünlerde ve benzeri eğlencelerde havaya ateş açmak övünülecek, hava atılacak veya diğer insanlara gövde gösterisi yapacak bir şey haline geldi. İnsanlar birbirleriyle daha fazla ateş açmak için yarışır vaziyetteler. Karmaşık bir hal almış durumda havaya ateş açma meselesi. Kendini üstün gösterme duygusunun bir dışa yansıması olabilir bu durum. Sanki insanlar kendini ispatlamaya çabası içerisine giriyor. Kendilerini önemli ve üstün göstermek istiyorlar bence. Düğünlerde havaya ateş açmanın sebep olduğu sonuca bakalım birde isterseniz: Bir yorgun mermi kendi halinde hiç bir şeyden habersiz masum bir çocuğun, bir kadının ya da kendi işinde bir adamın vücuduna isabet edebiliyor. Bunun sonucu olarak iyi ihtimal hastanede tedavi görüp sağlığına kavuşuyor. Kötü ihtimal ise ya sakatlanıyor ve hayatına bir engelli olarak devam ediyor, ya da hayatı sona eriyor. Yine kırsalda ve şehir merkezlerine bağlı bazı yerlerde gerçekleşen düğünlerde gece alkollü ortamlarda ateşli silahlar birbirleriyle yarışıyor. Bu yarışın kaybedeni yine bir kaza mermisi ile yaralanan masum bir vatandaş oluyor. Birlerinin eğlencesi için masum insanlar canlarından oluyor. Bütün bu havaya ateş açma olayları olurken yetkililer orada olmak isterlerse çok kolay bir akşam kırsalda ki köylerde ve kasabalarda olan düğünleri ziyaret etsinler rahatlıkla görürler. Bu olaylar gazetelerin sayfalarında, haber bültenlerinde ve sosyal medyada yerini alsa da engellemek için rutin devriyeler haricinde bir şey yapılmıyor. Olay olduğunda adli süreç başlıyor. Suçlu olanlar cezalandırıyor. Ancak suçu engellemek adına suç olmadan önce önleyici bir çabayı maalesef göremiyoruz.
Evde çocuklarımız ateşli silahları bularak oynarken kaza yoluyla kendi canlarını yâda yanındakilerin canlarını sonlandırdıklarına zaman zaman hepimiz şahit oluyoruz.
Farklı bir konu da her ne sebeple olursa olsun iki kişi ya da grup arasında bir tartışma ve kavga olduğunda yine silahlar çıkarılıyor ve insanlar birbirlerini vuruyorlar. Birileri hapishane köşelerinde çürüyor birilerinde toprağın altına giriyor. Erkekler veya kadınlar eşsiz kalıyor, çocuklar yetim ve öksüz kalıyor. Hapishanelerde insanlar çürüyor.
Devletin kontrolünün yüzde yüz olduğu, terörün olmadığı, mafya ya da benzeri yapıların varlığını sürdüremediği bir memlekette kolluk kuvvetlerimiz zaten bizim güvenliğimizi sağlarken kaçak ve yasal olmayan yollardan neden insanlar silah taşıma gereği hissederler? Bunun üzerinde toplum bilimcilerin kafa yorması gerekir.
Tabi ki soruna bahanelerle yaklaşamayız. Her şeyden önce sorunun varlığını kabul edeceğiz ve soruna çözüm yolları üreteceğiz. Bu konuda en büyük görev memleketimizin mülkü amirlerinde ve kolluk kuvvetlerinde olacaktır. Kolluk kuvvetleri denetimlerini sıklaştırdıklarında, ruhsatsız ateşli silahlar toplandığında ve caydırıcı cezalar uygulandığında vatandaşlar serbestçe yukarıda belirttiğimiz hareketleri yapamayacaklardır. Eğer yasalar caydırıcı değilse caydırıcı ve daha ağır cezaları olan yeni yasalar çıkarılabilir. Çıkarılan yasalar yetkililer tarafından sorunun çözülme derecesine göre sıklıkla uygulanmalıdır. Yine ateşli silahların sebep olduğu dramlar bir eğitim programı içerisinde vatandaşlara anlatıldığında fayda sağlayacaktır. Bu konuda kamu spotları geliştirilebilir. İlk ve orta öğretimde bir dersin içerisinde öğretilebilir. Bu sorunu çözmek için bilinçli bir toplumu eğitim ile yetiştirebiliriz. Bir dönem düğün salonlarına “mutluluğunuza kurşun sıkmayın” diye afişler asılmıştı. Bu tür uygulamalar geliştirilerek devam ettirilebilir.
Bu konun üzerine ne kadar gidersek o kadar az can yanacaktır.