ÇOCUK VE OYUN

Abone Ol

Oyun hayaldir.  Oyun mutluluktur, meraktır, heyecandır korkudur. Oyun en doğal öğrenme aracıdır. Oyun yaşamın ta kendisidir. 7 den 70’e oyun uçsuz bucaksız bir hayal dünyasıdır. Oyunda çocuk dile gelir olmayan olur. Bulunmayan bulunur. O dünyada yaşam uzaktan bir ses gelinceye ya da akşam ezanı okununcaya kadar devam eder. O çocukların dünyasıdır. Bir varmış bir yokmuş olur.
Oyunla çocuk için adeta zaman mefhumu ortadan kalkar. Onlar oyunun büyüsüne kapılıp giderler. Birde sevdikleri kahramanların rolüne girmişlerse cesareti, hızı, mutluluğu ve başarıyı adeta içselleştirip yaşarlar.
Çocuk oyunla bütün duygularını ifade etmeye çalışır, yeri gelir mutlu olur yeri gelir öfkeli olur. Bu oyun dilidir. Bazen tek olur bazen büyüklerle olur bazen de anne babayla olur. Çocuk kendini güvende hissettiği zaman duygularını dışa vurarak çok daha rahat bir şekilden oynar. Oyun da geçen bütün roller çocuğu hayata hazırlar. Oyunla çocuk problemlerle farklı bir bakış açısıyla yaklaşır. Etkili bir iletişim kurarak keşfeder deneyimler.  Oyun esnasında dil gelişimleri, psikomotor gelişimleri, bilişsel ve sosyal duygusal gelişim becerilerini kendiliğinde hiçbir çaba sarf etmeden gerçekleşir. (0–6 yaş) Eğitim insan yaşamının özünü oluşturmaktadır. Bu dönem doğumdan temel eğitime kadar geçen süreyi kapsayan gelişim alanların büyük ölçüde tamamlandığı, kişiliğin artık şekillenerek ortay çıktığı bir dönemdir. Bu dönemde beslenme, barınma önemli olduğu gibi oyunda çocuğun hayatında zirvededir.
Oyun çocuğu her açıdan geliştirdiği gibi bizlerin geçmişle olan bağlarımızı güçlendirerek kültürümüzü aktarmaya da yardımcı olur, yaşadığımız toplumdaki değerleri geleneklerimiz göreneklerimiz oyunla çocuklarımıza aktarmamızı sağlar bu bazen bir düğün olur, bazen bir asker uğurlamasıyla olur bazen de uzun kış gecelerin eğlencesi olur.
Oyun sayesinde çocuk yetişkinliğinde gerekli olacak becerilerin pratiğini yapar,
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte çocuklarda bundan kendilerine düşen payı maalesef almışlardır. Oyunun yeri zaman ve şekli değişmiştir. Artık çocuklar oturdukları yerden istedikleri oyunları severek ve bağımlı olacak derecede teknolojik araçlarla oyun oynamaktadırlar. Bu oyunlar çocukların psikomotor sosyal duygusal bilişsel ve dil gelişimlerin, diğer oyunlar gibi olumlu yönde desteklediğini ve geliştirdiğini söylemek gerçekten de çok güç, teknolojik oyunlar sanal bir ortam olduğu için çocuk haz alarak ve eğlenerek oynuyor. Ancak ne hayal dünyası gelişiyor nede diğer fiziksel ve sosyal yapıları gelişiyor, her şey hazır olarak çocuğa sunuluyor. Oyalansın diye çok küçük yaşlarda, çocuklarımıza verdiğimiz tablet, telefonlar farklı sorunlara neden olmaktadır.
Çocuklarımız adeta donuklaşıyorlar tepkisizleşiyorlar bunlarla beraber gerçek hayattan koparak sanal âleme geçiyorlar. Asosyal tombikleşmiş hareketsiz bir çocuk grubuyla karşılaşıyoruz. Çocuklarımız küçük yaşlarda olabildiğince oyun oynayarak sosyal duygusal bilişsel dil ve psikomotor gelişim alanların iyi olmalılar. Buna çocukların çevresindeki bütün paydaşlar destek olmalıdır.

{ "vars" : { "gtag_id": "G-815M9GDBNG", "config" : { "G-815M9GDBNG": { "groups": "default" } } } }