Niğde İl Sağlık Müdürü Dr. Koray Okur, 3-9 Kasım Organ Bağış Haftası” ile ilgili açıklamalarda bulundu.
İl Müdür Okur, Organ ve doku nakli ile ilgili bilgiler vererek vatandaşları bağışçı olmaya davet ederek; ‘’Tedavisi sadece organ ve doku nakli ile mümkün olan hastalıklar tüm dünyanın olduğu gibi Ülkemizin de önemli sağlık sorunlarından biridir. Organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısı her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde organ bağışı sayısını artırmak ve halkımızda organ bağışı bilincini geliştirmek amacıyla her yıl 3-9 Kasım tarihleri arasında “Organ Bağış Haftası” etkinlikleri yapılmaktadır. Kişinin hayatta iken serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesine "organ bağışı" denir. 2238 sayılı yasaya göre 19 yaşından büyük ve akli dengesi yerinde olan herkes organlarının tamamını veya bir bölümünü bağışlayabilir. Tedavisi mümkün olmayan hastalıklar nedeniyle görev yapamayacak derecede hasar gören organların yerine, canlı veya ölüden alınan yeni, sağlam organın konularak hastanın tedavi edilmesine "organ nakli" denir. Organ ve doku nakli, canlıdan ve kadavradan olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilebilmektedir’’ dedi.
1-Kadavra donör (verici): Trafik kazası, kurşunlanma, beyin kanaması vb. nedenlerle yoğun bakımda tedavisi devam ederken, beyin ölümü denilen geri dönüşümsüz beyin hasarı gelişmiş hastaların organları bağışlandığı takdirde bunlar kadavra donör olarak tanımlanmaktadır. Böbrek, karaciğer, pankreas, kalp, kalp kapakları, kornea kadavradan nakillerde kullanılmaktadır.
2-Canlı donör: Organ nakli gereken hastanın eşi veya yakın akrabaları, doku, kan grubu vb. uyum mevcut ise nakil gereken hastaya organ bağışında bulunabilmektedirler. Bunlar canlı donör olarak tanımlanmaktadır. Böbrek ve karaciğer canlıdan nakil yapılabilen organlardır.
Ülkemizde nakil cerrahisinin artması ve yeni tedavi işlemlerinin uygulanması nedeniyle eskiden kullanılan “Doku ve Organ Bağış Belgesi” güncellenerek “Organ ve Doku Bağış Kartı” hazırlanmıştır. Ayrıca Bakanlığımız tarafından tüm organ bağış kayıtlarının saklanacağı "Türkiye Organ ve Doku Bağış Bilgi Sistemi (TDIS)" oluşturulmuştur. Bu kapsamda İlimizdeki tüm sağlık kuruluşlarının sisteme entegrasyonu sağlanmıştır. Bağışta bulunmak isteyen vatandaşlarımızın; İl Sağlık Müdürlüğü, hastaneler, toplum sağlığı merkezleri ve aile sağlığı merkezlerine müracaatları halinde sistem üzerinden bağışları alınmaktadır. Bunun yanı sıra tüm bağışların aynı sistem üzerinde toplanmasını sağlamak amacıyla eski bağışçıların da kayıtlarının sisteme girilmesi gerekmektedir. Ancak sistem kayıtlarında eski bilgilerden farklı bilgilere ihtiyaç duyulduğundan, geçmiş tarihlerde bağışta bulunan vatandaşlarımızın ilgili kuruluşlara müracaat ederek bağış taleplerini yenilemeleri gerekmektedir. Bugün itibari ile İlimizde 2013 yılından bu yana toplam 2.519 kişi organ bağışında bulunmuştur.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, 06.03.1980 tarih ve 396/13 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştır. Yüce Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’de de buyurduğu üzere“...
Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur...” (Maide Süresi, Ayet 32).
İL MÜDÜRLÜĞÜNÜN ORGAN BAĞIŞI HAFTASI FAALİYETLERİ
Sağlık Müdürü Okur Organ Bağışı haftasında İl Sağlık Müdürlüğünün faaliyetlerini aktararak; ‘’Hafta boyunca hastanelerimizde, aile sağlığı merkezlerimizde ve toplum sağlığı merkezlerimizde stantlar kurularak halk eğitimi verilmesi, sağlık kurumlarında görevli personellere yönelik hizmet içi eğitim yapılması ve organ bağışı kabul edilmesi ayrıca İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği yapılarak okullarımızda eğitimler verilmesi gibi çeşitli etkinlik ve programlar düzenlenmesi planlanmıştır.
Amacımız organ bağışı konusunda toplum bilincini oluşturmak, ilgili tüm kesimlerin konuya ilgisini artırmaktır. Şu an Türkiye genelinde binlerce hasta organ beklemekte, ölümle yaşam arasındaki çizgide hayata umutla tutunmaya çalışmaktadır. Organ bağışı konusuna toplum olarak hassasiyet göstermeli, organ nakli gerektiren hastalıkların her an bizim ve sevdiklerimizin başına gelebileceğini unutmamalıyız. “Yaşarken de yaşamdan sonra da başkalarına hayat vermek bizim elimizde”.
Bu konuda duyarlı davranmak hepimizin toplumsal sorumluluğudur. Unutmayalım ki, yaşatmak da yaşamak kadar güzel bir duygudur’’ ifadelerini kullandı.
(Dahi GEDİK)