Daha öncede bölgede jeotermal çalışmaları yapan Merkezi Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Teknopark’ta bulunan Everest Jeotermal, Niğde’de tarıma dayalı jeotermal seracılık faaliyetleri için 2 adet sondaj kuyusu açarak jeotermal kaynak arama çalışmaları gerçekleştirecek.
Niğde İli, Merkez İlçesi, Narlıgöl Köyü’nde, Everest Jeotermal Tarım Gıda Yatırım San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yürütülmesi planlanan projenin toplam değeri 8 milyon TL olarak öngörüldüğü tahmin ediliyor.
NARLIGÖL, TÜRKİYENİN EN SICAK KAYNAKLARINDAN BİRİ
Proje çerçevesinde, Türkiye’nin en sıcak bölgelerinden biri olan Narlıgöl jeotermal kaynak işletme ruhsat sahası içinde, 900 metre derinliğinde Nar-4 Jeotermal Kuyusu açılması hedeflenirken, bu kaynak tarıma dayalı jeotermal seracılık faaliyetlerini gerçekleştirmek amacıyla kullanılacak.
Bölgede yapılacak arama çalışmaları tamamlanıp jeotermal kaynağa ulaşılması ve olumlu sonuç alınması durumunda, elde edilen kaynak jeotermal ısıtma amacıyla seracılık faaliyetlerinde değerlendirilecek.
NARLIGÖL’DE JEOTERMAL ENERJİ İLE TOPRAKSIZ TARIM
Daha öncede yapılan değerlendirmelerde Niğde'de 40 dönüm alanda kurulan jeotermal serada, Narlıgöl'ün 60 derecelik jeotermal potansiyelinden faydalanılarak topraksız tarım yöntemiyle domates üretimi yapılması hedeflenmişti.
YAPAY ZEKA OTOMASYON DESTEKLİ JEOTERMAL SERA
Ayrıca Ar-Ge projelerinin de Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Teknopark tarafından yürütülen Bu projede “Yapay Zeka Otomasyon Destekli Jeotermal Sera” sistemi kullanılacak. Böylece enerji verimliliği ile üreim kalitesi an ve an kontrol edilebileceği gibi tarımsal anlamda da Niğde’de önemli bir yenilik olacak. Bu proje ayrıca bölgeden ziyade dünyada örnek olabilecek bir proje olarak kayda geçecek.
PROJE NİĞDE’DE YENİ BİR DÖNEMİN KAPISINI ARALIYOR
Üniversite ve sanayi iş birliği ile hayata geçirilen; Niğde Valiliği, İl Özel İdaresi destekli proje ile Niğde ve Aksaray sınırında yer alan Narlıgöl'ün 60 derecelik jeotermal potansiyeli, tarımsal üretimde kullanılacak olması bölgede yeni bir dönümün de kapısını aralamış olacak. Ayrıca kurulan bu tesislerde ise topraksız tarımla üretime başlanacak serada ilk etapta domates üretimi gerçekleştirilmesi sağlanacak.
JEOTERMAL SERA NEDİR?
Yenilenebilir enerji kaynaklarının en önemlilerinden olan jeotermal enerji; günümüzde ilk planda elektrik üretimi daha sonra turizm, ziraat, endüstri gibi sayısız alanda kullanılabilen bir enerji kaynağıdır. Jeotermal enerji kaynaklarının birçok faydası bulunmakla birlikte, bunların en başında yenilenebilir olması yani doğru kullanımla tükenmesi zor bir enerji çeşidi olmasıdır. Türkiye'de jeotermal kullanımı; kaplıca turizmi, seracılık gibi temel kullanımlarla sınırlı bir şekilde yürütülmekle beraber son yıllarda konut ısıtılmasına yönelik çalışmalar da yapılmaktadır. Jeotermal enerji tarımsal ürün üretim ve işlemesinde kullanılan önemli bir enerji kaynağıdır. Çünkü Jeotermal enerji denildiğinde başta elektrik üretimi ve merkezi şehir ısıtmacılığı akla gelmektedir. Tarımsal üretimde ise Türkiye'deki jeotermal enerjinin doğrudan kullanım alanı seracılıktır.
TOPRAKSIZ TARIM NEDİR? NASIL YAPILIR?
Topraksız tarım, bitkilerin gelişimi için gerekli olan bitki besin elementi ve suyun kök bölgesinde, toprak dışında farklı katı veya sıvı ortamlar kullanılarak bitki yetiştiriciliğinin yapıldığı gelişmiş üretim tekniği olarak tanımlanabilir. Topraksız üretim modeliyle, yapay bir ortamda, bitkilere fiziksel desteğin yanında, kök bölgesinde en uygun hava, su ve besin maddesi dengesinin sağlanması amaçlanmaktadır.
TOPRAKSIZ TARIM DÜNYADA İLK NEREDE BAŞLADI?
Su kültürünün tarihi 1600’lü yıllara dayanmaktadır. İlk defa bitkileri oluşturan maddelerin saptanması amacıyla kullanılmıştır. Dünyada laboratuvar koşulları dışında, tarımsal üretim için 1930 yılından sonra uygulanmaya başlanmıştır. Ancak birçok ülkede 1960’lı yıllardan sonra ticari üretim amacıyla seralarda yaygın olarak kullanılmıştır. Ülkemizde topraksız tarım sistemi, ilk defa 1980’li yıllarda araştırma çalışmalarında uygulanmıştır. Ticari üretimde kullanımı ise 1990’lı yıllarda Antalya’da kurulan modern sera işletmelerinde başlamıştır.
ULTRA KLİMALI SERA
Ultra-Klima, her yüzey için devrimci, inovatif ve sürdürülebilir olan bir sera konseptidir. Ultra-Klima, bugünün ve yarının sorularına cevap verir. Zira modern bir serada aranan tüm koşulların bir birleşimini verir: Daha fazla üretim, maksimum gıda güvenliği, minimum enerji ve su tüketimi, minimum CO2 emisyonu ve daha iyi bir randıman.
ÇOK YÜKSEK ÜRETİM, MAKSİMUM GIDA GÜVENLİĞİ, OPTİMAL ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE CO2 TÜKETİMİ, MİNİMUM SU TÜKETİMİ
Ultra-Klima’da daha iyi bir sera iklimi sağlanır. İklim koşulları optimal bir şekilde yönlendirilebilir. Örneğin sera, gerek iç, gerek dış hava ile veya ikisinin bir kombinasyonu ile havalandırılabilir; daha fazla güneş ışığı içeri girer ve CO2 düzeyi fark edilir biçimde daha yüksek olur. Kısacası, optimal bir fotosentez için optimal bir yetiştirme iklimi. Ultra-Clima bu sayede diğer kasalara kıyasla devrim niteliği taşıyan daha yüksek bir kazancı garanti eder.
Ultra-Klima konsepti aşırı basınç kullanan yarı kapalı yetiştirmeye ve tel örgü ile kapatılmış hava girişi ve çıkışına dayalı bir konsepttir. Bu sayede haşereler etkin bir şekilde önlenebilir ve bunun sonucu olarak da, daha az hastalık baskısı oluşur ve ayrıca artıksız yetiştirme üzerine kafa yormak da mümkün hale gelir. Bunun sonucu maksimum gıda güvenliğidir.
Enerji tasarruflu fanlar, ısıtılmış dış hava ile nem alma, düşük ısı ile ısıtma, enerji ekranlarının daha uzun süre kullanımı; bu özelliklerin hepsi Ultra-Clima'nın birer parçasını oluşturur. CO2, aynen herhangi bir gübre gibi, ekinlerin optimal üretimi için kritik bir öneme sahiptir. Ultra-Clima sayesinde bu maddeden konvansiyonel seralarda olduğundan misliyle daha iyi faydalanılır. Sonuç olarak çok daha düşük bir enerji tüketiminin yanı sıra, daha az CO2 dışarı atılır.
Tatlı su giderek daha az bulunur hale geliyor. Ultra-Klima serasında suyun randımanı çok yüksektir. Sulama suyunun (gübreler dahil) yeniden kullanımı, yoğunlaşmış su ve yağmur suyunun toplanması, Ultra-Klima konseptinin kritik unsurlardıır. Ve bu sayede şirketinizin sürekliliği için de önemli bir faktördür.
(Haber Merkezi/Murat ÜMRANLİOĞLU)