Siz istediğiniz kadar söyleyin, ikaz edin yapacak olan yine yapacağını yapıyor. Eminim başka ülkelerde de vardır ama pek çok şeyi amacı dışında kullanmak bizde sanki biraz daha fazla ve abartılı oluyor.
Ağaç gövdeleri aşıkların baş harflerinin kazındığı yerlerdir. Sadece harfler olsa iyi de mutlaka bu bir kalp içinde olmalı ve üstelik harflerin arasından da bir ok geçmeli ki tumturaklı olsun.
Banklar da ona keza. Onlar sadece oturmak amaçlı değildir bizde partilerin, tutulan takımların, oraya oturanların bir zamanlar buraya oturduklarının tescili olarak baş harflerinin kazındığı yerdir. Daha da ileri gidenler olmuştur. Adının tamamını kazıyanlar, sevdikleri kızın adını akrostiş yaparak şiir yazanlar, tamamen can sıkısından kaynaklanan bunalmayla vakit geçirmek için dekoratif şekiller kazıyanlar.
Eskiden daha fazlaydı ama şimdilerde biraz azaldı sanki şu tuvalet edebiyatçıları. Orası biraz daha salaklıkta, edepsizlikte ileri gidenlerin mekanıydı. Kadınların aralarında da bazı edepsizlerin buraları randevu amaçlı telefon bırakanlarını duyduk ama erkekler için farklı bir edebiyat alanıydı tuvaletler. Oturup ihtiyacını giderirken can sıkıntısından yapılan şeyler değildir buraya yazılanlar. Özellikle seçilen mekanlardır. Her türlü ihtiyaç için bırakılan telefon numaraları, karşıt partilere dışarıda yapılamayan küfürler, tosun karakteri aracılığı ile verilen mesajlar, ahlaka mugayir şiirler, organ şekilleri ve yazanın yaratıcılığına kalmış ahlak dışı beyitler. Tabi bunların genel tuvaletler yanında cami tuvaletlerinde olması da ayrıca düşünülmesi gereken sosyolojik bir vaka.
Kaldırımlar amacı dışında kullanılan bir başka alanlardır ki onlar yayaların rahatça ilerleyebilecekleri yerler dışında esnafların teşhir mekanlardır. Sen aralarından vücudunu ustaca kullanarak kıvrıla kıvrıla yürüyeceksin. Leblebicinin kavurma makinası da kaldırımdadır, aktarların ıvır zıvırları da. Telefoncunun reklamı da senin yolundadır, tatlıcının tezgahı da.
Son derece güzel düşünülmüş ihtiyaç konteynerleri de amacı dışında kullanılan güzel mekanlardır. Kullanılmış giysilerin bırakılması için yapılan dolapların içinden en az çıkan şeydir giysiler. Keza bayat ekmek kutuları da bazıları için aslında ekmek atılması gereken kutular değil, mesela içilen enerji içeceğinin kutusunun ya da sigara paketinin atılacağı yerdir.
Hasılı günlük yaşamda pek çok şey amacı dışında kullanıldığını için normal yaşantımızda da hemen her alanda olması gerekenin dışında davranış göstermemiz de kaçınılmaz oluyor. Meclis binasını mangal sahası olarak kullanan da vardır, sinema salonunu kaçak aşk mekanı olarak kullanan da. Okulu kız tavlama sahası olarak gören bitirimler de çıkar, futbol tribünlerini küfür alanı olarak kullanan da. Ulaşım için kullanılması gereken yolları drift sahası olarak görenler de vardır, yol kenarındaki bilgilendirme levhalarını silah atış talimi aparatı olarak görenler de. Işıklandırma direklerini bedava reklam alanı olarak kullananlar da vardır, dinlenilmesi gereken parkları her türlü edepsizliğin pazarlandığı mekanlara dönüştürmek isteyenler de.
Yani demem o ki siz bir şekilde bir şeyi suiistimal edin de bakın devamında neler geliyor. Park edilmez levhası olan yol güzergaha sırf denemek için “dörtlüler” dediğimiz ışıkları yakarak bırakın birkaç dakika sonra peşinizden aynı şekilde araçlar park etmeye başlar. Deneyin görün. Ceza yazılınca da diğer araç örnek olarak gösterilir. Hemen her alanda burada bu olur mu? Buranın yeri bu mu? Bu laf burada söylenir mi? Bu iş burada yapılır mı gibi serzenişler duyarız, söyleriz. Ama niye böyle diye de pek düşünmeyiz.
Gereksiz birinin dediği gibi: “işte biz böyle yarımısah bir sebebi de sarımsah”