Dünya siyasi tarihine baktığımızda devletlerarası ilişkilerde anlaşmalar diplomasi ile anlaşmazlıklar ise savaş ile sonuçlanırdı. Günümüzde bu durum derin değişikliklere uğradı.
Anlaşmalara ve anlaşmazlıklara diplomasinin yanında istihbarat örgütleri de katıldı. Anlaşmazlıklar yine savaş ile sonuçlanıyor ama savaşları ülkelerin orduları ve orduların başındaki komutanlar yönetmiyor. Komutanların yerini istihbarat örgütleri ve onlara taşeronluk eden ve bir proje üzerine kurulmuş terör örgütleri alıyor. Ve hatta bir ileriye de gidelim. Birçok yerde profesyonel askeri şirketler paralı askerler olarak para karşılığı savaşıyorlar.
Evet, artık dünyada savaş büyük değişikliklere uğradı. Ülkeler ordularını göndererek bir başka ülkenin ordularını yenmiyorlar ve bunun karşılığı olarak da topraklarına toprak katmıyorlar veyahut o devleti dünya üzerinde ortadan kaldırmıyorlar. Bu duruma birçok örnek verebiliriz. Ama vereceğimiz en iyi örnek Suriye iç savaşı ve IŞİD olur. Suriye’de iç savaşın çıkması ile birlikte birden hiçbir tarihi geleneği olmayan bir proje terör örgütü olarak IŞİD, Suriye’nin dörtte üçünü işgal etti ve bununla da yetinmeyip Irak’ın en büyük ve petrol olarak en değerli ve en tarihi kentlerinden biri olan Musul’u işgal etti. Irak ve Suriye devletlerinin topraklarını içine alan bir terör devletini ilan etti. Bunu bahane gösteren Amerika IŞİD ile mücadele adı altında Suriye’ye girdi ve petrol rafinelerinin bulunduğu toprakları IŞİD’den temizledi. IŞİD’den temizlenen topraklara yine istihbarat örgütlerince hazırlanmış bir mühendislik dehası olan PYD adı altındaki bir başka terör örgütüne teslim etti. Fakat petrol rafinelerinin işletilmesini kendisi sağlıyor. Amaç Suriye’deki petrol rafinelerinin işletilmesiydi. Sonuç Petrol rafinelerinin işletilmesi sağlandı. Yani amaca ulaşılmıştı. Birden IŞİD, Suriye’den ve dünya gündeminden kayboldu. Taa ki Amerika Birleşik Devletleri’nin Afganistan’dan çekilmesi ile Taliban’ın tekrar Afganistan’da hüküm sürmesine kadar. Bu seferde Afganistan’da IŞİD’in horasan kolu diye yeni bir terör örgütü dünya arenasında kendine yer buldu.
Yine Libya örneği de Suriye örneği kadar ilginç gelişmelere sebep oldu. Libya’da Kaddafi’nin bir iç savaş ile düşürülmesi ile ilk önce birleşmiş milletlerde kabul gören bir hükümet kuruldu. Daha sonra başka gruplar çıkarak Libya’da kurulmuş olan legal hükümeti devirmek istedi. İşte orada gördük ki Dünyanın çeşitli ülkelerinde sadece işi para karşılığı savaşmak olan profesyonel şirketleri ve bu şirketlerin profesyonel askerleri var. Para karşılığı orada savaşıyorlar.
Bir başka ilginç olayda Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Karabağ savaşında ortaya çıkıyor. Savaştan üstünlük kazanan ve savaşın galibi olan Azerbaycan’a karşı Suriye’de ve Irak’ta savaşan yer yer Türkiye’ye de de terör saldırıları yapan IŞİD, PYD ve benzeri birçok örgütün savaştığını gördük.
Evet, Dünya değişiyordu. Dünya ile birlikte savaşların şeklide değişiyordu. Artık önemli olan ülkelerin topraklarının genişliği değildi. Önemli olan o ülkeyi istihbarat ve taşeron terör örgütleri yoluyla kargaşa çıkararak kendi çıkarları doğrultusunda yönetmekti.