1912 Nevşehir salnamesinde çok ilginç küçük bir hikaye vardı. Özetle şöyle; Amerika’nın Şikago eyaletinde bir Carlos Baker adında bir kalpazan o kadar muhteşem dolarlar basıyormuş ki polis dahil kimse onun bastığı paraları gerçeğinden ayır edemiyormuş. Sonunda yakalanan adamın daha fazla bu işi yapmaması için alınan tedbir inanılmaz. Şikago emniyet teşkilatının önerisiyle adamı merkez bankası müdürlüğüne getiriyorlar ve böylece adam bir daha sahte para basmıyor.
Sabahları olabildiğince pek çok kanalın haberlerini takip etmeye çalışırım, daha detaylı öğrenmek istersem internet üzerinden haberin ayrıntılarına bakarım, daha da merak edersem haberin kaynağını bulur okurum.
Programlarının çoğunda haber diye verilen görüntülerin neredeyse yarısı dolandırıcılık, hırsızlık, gasp ve türevleri üzerine. Hırsızlık ve gasp ile ilgili konular adli vakalardır. Yapanların kesinlikle cezalandırılması hem de bir daha yapamayacakları türden cezalandırılması gerektiğine inananlardanım.
Diğer taraftan dolandırıcılık meselesine gelince şimdi bunları izlerken insanın aklına iki şey geliyor. Ya memlekette salak sayısında ciddi artış var, ya da zekayı kullanma alanı değişti.
Eskiden parmakla gösterilirdi bu insanlar bir Sülün Osman abimiz vardı ki efsanedir. Sonralardan Selçuk Parsadan diye bir zat çıktı kadın başbakanımızı dolandırıp ün saldı.
Şimdi bakıyorum da her gün yüzlerce Sülün Osman çıkıyor. Dolandırıcılık boyut değiştirmiş, çağ atlamış ve her biri diğerinden farklı yollarla parayı cukkalıyorlar.
Standart dolandırma yöntemleri hakkında hemen her gün çeşitli yollarla vatandaşın uyandırılması nedense çare olmuyor. Telefonuna terörle ilişkin var diyen “ördek” parayı kapıp dolandırıcıya elleriyle teslim ediyor. Bunlara artık diyecek bir şey de yok müstahak demek geliyor içinden.
Amaaaaa “söyle derdini çare bulayım ablam” “sevgilin seni ihmal ediyorsa kurşun dökeyim de sana bağlansın” “ kocanın gözü dışardaysa muskam bire birdir yazayım bak gör iki günde kapında köle” “bahtın kapalıysa açalım dayı” “evlenemiyorsan sebebi üzerindeki büyüdür gel çözeyim bacım” “yanmayan kefen hattı, belalardan kurtulmanın bin bir yolu bedava sadece yüz lira”… işte bu yollarla para kaptıranlara söylenecek söz bulamıyorum.
Eve aldıkları kadınlar tarafından dolandırılan teyzeler, patronuna güvenerek boş senetlere imza atanlar, dayısının oğlunun bacanağının verdiği öneriyle “coin” lerden milyarlar kazanmaya çalışan gözü açıklar, sana iş bulacağım vaadine kanarak dünyanın parasını kaptıranlara da iki çift lafım var aslında da…
Tüm bunlar yanında tamamen zekaya yönelik yaratıcı dolandırıcılık yolları bulup milleti söğüşleyenler sizlere söyleyecek hiç sözüm yok sadece Allah ıslah etsin diyeceğim ama para tatlı, ceza az onun için vaz geçeceğinizi sanmıyorum.
Hasılı, gözünü açmazsan gözü açıklar gözünü çıkarır birader.