Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman, Köy işleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer TBMM’DE düzenlediği basın toplantısında Rusya-Ukrayna savaşının ardından Orta Doğu’da başlayan savaş ve Cumhurbaşkanın açıklamalarının gıda güvencesi açısından önemin artığını belirtti. Bu bağlamda stoklanabilen ürünlerle ilgili doğru bir planlamanın önemime değindi. Gürer, Bu yıl çok üründe yaşanan sorunları anlatıp ’Domates tarlada kaldı. Salça olarak saklamak olası idi. Patates ve buğday gibi saklanabilen ürünlerde stoklar önemli ve bu süreç doğru yönetilmelidir” dedi.
“SAVAŞA DİKKAT”
CHP NİĞDE Milletvekili Ömer Fethi Gürer-‘Ülkemiz çevresinde devam eden savaşların ciddi anlamda etkisi altında kalacak. Bir yanda Rusya-Ukrayna savaşı devam ediyor, bir yanda Ortadoğu kan gölüne dönmüş durumda. Cumhurbaşkanının dün yaptığı açıklamada, bu savaşın Türkiye'ye sıçrama olasılığını da içine katarak değerlendirmede bulundu. Gıda bunun için çok önemli; Türkiye kendi kendine yeterli olabilmeli. Eğer biz Unu ihraç ediyoruz diye övünüyorsak, ekmeğin fiyatı 10 lira ile 15 lira aralığında değişiyorsa bu durumu düşünmemiz gerekiyor. Örneğin, bu yıl domates tarlada kaldı; salça fabrikaları tam kapasite ile çalışıp bu domatesleri alıp salçaya çevirip stoklamalı. Patates şu anda hasat döneminde, alınıp en az 6-7 ay durabileceği için stoklanmalı. Buğdayda stoklarımıza yeterli miktarda bulunmalı, olası olumsuzluklar karşısında dünyanın içinde bulunduğu koşullarda kendi kendimize gıda güvencemizi sağlamamız açısından önemlidir. Gıda güvencesi olmadıktan sonra sorunlardan arınmamız mümkün değil. Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi, 'Yurtta barış, dünyada barış' ilkemiz olmalıdır. İsmet İnönü, II. Dünya Savaşı'na ülkeyi katmayarak ülkemizin farklı biçimde evrilmesini koruması gibi, Türkiye çevresindeki savaşlara müdahil veya içinde olan değil, kendi kendine yeten, başta gıda güvencesi olmak üzere yeterli boyutta olmalıdır. Bunu sağlamalıyız,’ diye konuştu.
“TAKLİT TAĞŞİŞ HİLELİ GIDA”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığınca açıklanan  493 firma ve şirkette ortaya çıkan Taklit Tağşiş ürün listesinde , çayda gıda boyası, peynirde nişasta bitkisel yağ, süt harici yağ, sucuk kebap kuşbaşı, kanatlı hayvan eti, sakatat yanında sucuk ve  dana eti diye satılan üründe  tek tırnaklı( at, eşek, domuz) eti, tereyağında süt harici  yağ, kuru kekik  nane toz biber de yabancı madde sumakta boya süzme balda taklit tağşiş yapıldığı, yoğurt ve tereyağında  bitkisel yağ organik yulaf esmesinde  yabancı madde, kıymalı yumurtada tek tırnaklı hayvan eti, manda sucuğunda tek tırnaklı hayvan eti  keçi sütü dondurmada keçi sütü hiç olmadığı  kavrulmuş kıymada ve lahmacunda   sakatat ve taşlık, kalp, zeytinyağı ve Ayçiçek yağında farklı yağlar tespit edildiği açıklandığına işaret edip ne yediğimizi ne içtiğimizi bilmiyoruz diye sürekli gündeme getirdiğimiz iddialar verilerle de doğrulandı.’ Dedi.
“ÜRETİCİ BU YIL KAYBETTİ”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer bu yıl tarım kesiminin sorunlu bir dönem yaşadığını bekitti. Gürer,Sayın Bakan, açıkladığınız bu yılki buğday için referans fiyatınız 1 yıl öncesine göre %12 artış gösterdi; arpa %3 artış gösterdi; şeker pancarı %28 artış gösterdi. Oysa tarımsal girdi maliyetlerine göre 1 yıllık artış %41'in üzerinde. O zaman da görülüyor ki girdi fiyatlarındaki artışın altında bir fiyat verdiniz. Bakınız, elimde bir ziraat odasının yaptığı bir saptamaya göre buğday için 13 lira 39 kuruş maliyet çıkarıyorlar. Siz nasıl olur da o zaman referans fiyatı böyle belirlersiniz? Tabii siz bu fiyatı böyle belirleyince tüccar daha düşük fiyatla alıma girdi. TMO’nun şartlarına göre ürünü oraya veremeyen küçük çiftçi, tarlasında ürününü satmak zorunda kaldı. Bu yıl 6 liraya kadar buğdayını verenler oldu. Şimdi hasat bitti, fiyatlar yükdeliyor.. Çiftçiden elinden  ürün çıktığı zaman tüccara geçince fiyat artmaya başlıyor. Önümüzdeki süreçte olası savaşın genişlemesi halinde, buğdayı yurt dışından getiremede sorun yaşanırsa, bu anlamda Türkiye'nin buğdayda açığının oluşmaması için çiftçinin ürününün değerini alması lazım” dedi.
“EKİM ALANLARI DARALIYOR”
CHP’Lİ Vekil  Gürer “ Bakanlığın  Türkiye'de ekim yapılan alanlarla alakalı yapılan bir açıklaması var. Bu açıklamada da Türkiye'de tarım alanlarının arttığı söyleniyor. tarım alanımız 1980 yılında 28 milyon hektardı; şu anda tarım alanımız geriledi ve bu anlamda Türkiye, 23 milyon 300 bin hektara kadar daraldı. Bu konuda bakanlık diyor ki, “Son iki yılda 4.7 milyon dekar arazi üretime kazandırıldı.” Bu alanı nasıl kazandırdılar, nerede kazandırdılar? Tabii bununla alakalı bir veri yok. Ama yine Cumhurbaşkanlığı 2021 yılındaki, bütçeyle ilgili yayınladığı yıllık programda verilen veriye göre ülkemizdeki tarım arazisinin varlığı, 2010 yılında 24.4 milyon hektar iken, 2019 yılında 23 milyon 100 bin hektara gerilemiştir. Bunu bakanlık açıklıyor. Yani 1 milyon hektar tarım arazisinin ortadan kalktığını Cumhurbaşkanlığının yıllık programında yazıyor. Şimdi nasıl oluyor da birdenbire bu kadar ürünün sorunlu hale geldiğini ve tarım arazisinde artış gerçekleştiği söyleniyor? Bu da anlaşılabilir bir durum değil. Yine bakanlık, yurt dışından arazi kiralanması ile ilgili böyle bir şeyin söz konusu olmadığını söylüyor. Sayın Bakan, arşivlere bir bakın. Bizde verdiğiniz soru önergelerinin cevaplarına bir bakın. Sudan’dan, Nijer’den, Venezuela’dan arazi alımına yönelik çalışmaların yapıldığını açıklayan milletvekilleri bizler değiliz, sizin bakanlarınız bunları açıklıyor. Sizden önceki dönemde Sudan’a gidildiğini, Faruk Çelik’ten başlayarak Bekir Pakdemirli’ye kadar her tarım ve orman bakanı açıkladı. Orada tarım yapılacağını belirttiniz. “12 bin hektar tarım arazisi kiralıyoruz” dediniz. Bunun dışında, 780 bin hektarda müteşebbis için kiralanacağını ifade ettiniz. Sudan’da 10 yıldır bu çalışmayı yürüten bakanlık değil misiniz? Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü eliyle Sudan’da tarım yapmaya siz gitmediniz mi? Şirket kurmadınız mı? Daha geçen yıl Cumhurbaşkanı bu şirketi feshetmedi mi? Arkasından yine Nijer’de tarım yapılacağını açıklamadınız mı? Yine bu bağlamda Venezuela’da tarım yapmak için sizden bir önceki dönem bakanı Vahit Bey gidip oradaki tarım arazilerini gezmedi mi? Bu konudaki açıklamaları biz yapmadık, siz yaptınız. Kendi yaptığınız açıklamaları, diğer bakan arkadaşlarınızın açıklamalarını şimdi yalanlıyorsunuz. Bu konuda da bizim sizlerden aldığımız bilgi dışında söylediğimiz bir şey yok.” dedi.
Gürer’Şeker pancarı üretiminde de artış olduğunu söylüyorsunuz. TÜİK verilerine göre de şeker pancarı üretiminde bu yıl düşme var. Burada siz de belirtmişsiniz; 2023-24'te 25.2 milyon ton olarak üretim gerçekleşti, bu yıl 23 milyon ton gerçekleşecek diyorsunuz. Kendi ifadenizle 2 milyon ton demek ki şeker pancarı üretiminde bir düşüş yaşanacak. Sayın Bakan, saman üretimi ile ilgili de kendimize yeter durumdayız iddia ve gerçeklerde yaptığınız açıklama var. Ancak zaman zaman Türkiye’de daha az üretim ya da tohuma dönük yetişen tahıl ürünündeki sapla ilgili olarak sıkıntı yaşanıyor, fiyat artıyor. Bununla ilgili de geçmişte yapıldığı gibi, saman konusunda cevap veriyorsunuz da yem ithalatıyla gübre ithalatı konusunda bir açıklama yapmıyorsunuz. Bir de bu konuda açıklama yapın: Yem ve gübrede ithalatçı mıyız, değil miyiz? Neredeyse Türkiye’de olması gereken çoğu ürünü; soya, arpa, ayçiçek tohumu küspesi, pamuk tohumu küspesi ithal ediyor muyuz, etmiyor muyuz? Bunu açıklayın Sayın Bakan. Mesela gübrede bu yıl Türkiye'de ne kadar sahte gübre yakalandı, bunu açıklayın. Niye sahte gübre yakalanıyor? Çünkü taban gübre ve üst gübre ihtiyaç olduğunda fiyat artınca sahtekarlar sahte gübreyi piyasaya sürüyor ve çiftçiyi yanıltıyor. Gübrede yurt dışına bağımlı değiliz diyorsunuz, samanı çok söylüyorsunuz. Yani gübre konusunda da bir açıklama yapın da kamuoyu durumu bilsin.
Bir de bu tohumla ilgili çok kez gündeme gelen bir konu var. Buradaki iddialarda bu da ele alınmış. Patateste, pancarda, buğdayda hibrit üretim yapılan tohumların çoğunda yurt dışından tohum giriyor mu, girmiyor mu? Örneğin patateste 27 bin ton ithal tohum girmedi mi ya da pancarda öyle mi, değil mi? Neredeyse bazı ürünlerin tamamında Türkiye’de yetişen ürünlerin tohumu ithal mi, değil mi? Yok demek kolaycı bir yaklaşım ama var olanı yok gibi göstermek yanlış bir uygulama. Örneğin patateste yaygın olarak ithal tohum kullanılıyor ama Niğde Patates Enstitüsü’nün çalışmalarıyla yerli tohum ile ilgili önemli gelişmeler var. Hem onu anlatın hem de gerçeği söyleyin. Kamuoyu bu konuda doğruları bilsin.
Son olarak, hayvan artışı ile ilgili de başarı sağladık diyorsunuz. Kendi elinizdeki 2020 yılının rakamına bakın, bir de bugünkü rakama bakın. Kendi döneminizde ne kadar hayvan varlığının azaldığını rakamlarda görürsünüz. En az 2 milyon hayvan varlığı düşmüş durumda. Madem hayvan varlığı kendi kendine yeterli, neden iki yılda 1 milyon 200 bin büyükbaş hayvan ithal edildi? Eğer burada sorun yoksa neden ithal ediyorsunuz? Gerçekleri çarpıtmanın Türkiye’ye zarardan başka bir şey yok. Tarımsal destekler kırsala ulaşmıyor ifadesini de bakanlık, bu konuda yapılan çalışmalarla açıklamaya çalışıyor’ dedi.
(CHP)

Gürer: Tarım Milli güvenlik kadar da önemlidir, siyaseti olmaz Gürer: Tarım Milli güvenlik kadar da önemlidir, siyaseti olmaz

Editör: Niğde Haber