EKONOMİ

TÜDKİYEB: Topraklarımıza sahip çıkmak, korumak zorundayız

Abone Ol

Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, toprağın insan gıdası için önemi, çeşitli nedenlerle zarar gören toprakla ilgili sorunlar ve çözüm önerilerini dile getirmek, farkındalık oluşturarak toprak sevgisini gelecek nesillere aşılamak açısından bu günün önemli olduğunu söyledi.
Genel Başkan Çelik, toprak oluşumu için yüzyıllar gerektiğini ve çoğaltma imkânı olmadığını belirterek “Yeryüzündeki tüm canlılar için hayati öneme haiz tarımsal faaliyetlerin ana unsuru olan toprak, kaya tabakalarının yüz yıllar boyunca aşınması ile meydana geldiği için çoğaltma şansımızın olmadığı bir gerçektir. Bu nedenle insanların gıda güvencesini sağlama noktasında topraklarımız gelecek nesillere miras bırakacağımız en değerli varlığımızdır. ” dedi.
Tarım alanlarını oluşturan toprakların ciddi manada tehdit altında olduğunu ve toprakların korunması gerektiğine dikkat çeken Çelik, “ TÜİK verilerine göre 1993-2022 yıllarını kapsayan son 30 yılda işlenen tarım alanlarında amaç dışı kullanım, çölleşme, erozyon, çoraklaşma, tuzlulaşma gibi çeşitli nedenlerle tarım dışına çıkan arazi büyüklüğü 1993’de 24,5 milyon hektar iken 2022’ de bu rakam yüzde 21’ lik azalışla 20,2 milyon hektara gerilemiştir. Bu tabloya göre tarım alanlarını oluşturan topraklarımızın ciddi tehditler altında olduğunu söyleyebiliriz. Tarım alanlarımızı tehdit eden en önemli unsurların başında amaç dışı kullanım ile su ve rüzgâr erozyonu ile gerçekleşen toprak kaybıdır. Dolayısıyla topraklarımıza sahip çıkarak, koruyarak tarımsal üretimde kendine yeter ülke haline gelmekten başka çaremiz yoktur “ dedi.
Çelik, 16 Haziranın Toprak Bayramı olması yanında 17 Haziranın ise Dünya Çölleşme ve Kuraklık Günü’nün olduğunu hatırlatarak “Akdeniz havzasında yer alan ülkemiz son yıllarda iklim değişikliklerinin etkisiyle zaman zaman kuraklık, aşırı sıcak, aşırı yağış, sel baskınları gibi olağanüstü meteorolojik risklerin neden olduğu birçok hadiseyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu hadiseler sonucunda topraklarımız arazi tahribatı, çölleşme ve erozyonla karşı karşıya kalmıştır. Ülkemizde 1970'li yıllarda erozyonla kaybolan toprak miktarı yıllık 500 milyon ton iken yapılan çalışmalar sonucunda 113 milyon tona kadar düşürülmüştür. Çölleşme ve kuraklığa dur diyecek çalışmaların yıl boyunca yoğun bir şekilde yapılması gerekmektedir” dedi.
Ülkemiz tarım topraklarının yaklaşık yüzde 75’inin su erozyonuna maruz kaldığını ve küçükbaş hayvancılığın besin kaynağı olan meralarda tahribat yaşandığını belirten Çelik, “  Ülkemizde maalesef erozyonun en yoğun olarak yaşandığı alanlar meralardır. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki su erozyonu sonucu taşınan toprak miktarının yaklaşık yüzde 54’ü meralarımızda gerçekleşmektedir. Dolayısıyla meralarımız ıslah çalışmalarının hızlı bir şekilde yapılması gereken zaruri alanlardır. Yapılan çalışmalar, mera alanlarımızın yaklaşık yüzde 12’sinde şiddetli, yüzde 17’sinde çok şiddetli erozyon görüldüğü, meralarımızın yüzde 75’inin kurak ve yarı kurak bölgelerde bulunduğunu ve gerekli bakımları yapılmadığı için verimlerinin düşük olduğunu göstermiştir. Ülkemizde küçükbaş hayvancılık daha çok meraya dayalı olarak yapıldığı için “Tespit-Tahdit ve Tahsis” çalışmaları mutlaka sonuçlandırılmalıdır. Meralarımız hızla ıslah edilip yetiştiricilerimizin istifadesine sunulmalıdır ” dedi.
(TÜDKİYEB)

{ "vars" : { "gtag_id": "G-815M9GDBNG", "config" : { "G-815M9GDBNG": { "groups": "default" } } } }