Türkiye, 2025 yılına girerken ekonomik sıkıntılar ve geçim derdi vatandaşların en önemli gündem maddesi olmaya devam ediyor.
Asgari ücret ve emeklilik maaşlarına yönelik iyileştirme çalışmaları sürse de, yılın ilk ayları itibariyle birçok sektörde beklenen zamlar, toplum genelinde ciddi bir endişe yaratmış durumda. Temel ihtiyaçlardan kiralara, enerji giderlerinden ulaşım maliyetlerine kadar birçok alanda fiyatların artması, vatandaşların yaşam standartlarını ciddi şekilde etkiliyor.
ASGARİ ÜCRET VE EMEKLİLİK MAAŞLARINDA GÖZLER GÖRÜŞMELERDE
2025 yılına yaklaşırken hükümetin asgari ücret ve emeklilik maaşlarına yönelik artış planları vatandaşlar tarafından yakından takip ediliyor. Ancak bu iyileştirmelerin, hızla artan enflasyon ve yaşam maliyetleri karşısında yeterli olup olmayacağı konusunda tartışmalar sürüyor.
KİRA ARTIŞLARI GEÇİM SIKINTISINI DERİNLEŞTİRİYOR
Konut piyasasında yaşanan fiyat artışları ve yüksek kiralar, özellikle büyük şehirlerde yaşayan vatandaşlar için en büyük sorunlardan biri haline gelmiş durumda. Son yıllarda artış trendini sürdüren kira fiyatları, 2025 yılı başında yapılacak zamlarla birlikte daha da yükselecek gibi görünüyor. Çalışan kesimin maaşlarının önemli bir bölümünü kiraya ayırmak zorunda kalması, diğer temel ihtiyaçlara harcanacak bütçeyi daraltıyor. Bu durum, vatandaşların birçoğunu ya daha düşük standartlarda yaşamaya ya da borçlanmaya itiyor.
ENERJİ VE GIDA GİDERLERİ ZİRVEYE ÇIKTI
Elektrik, doğalgaz ve su faturaları da vatandaşlar için önemli bir yük olmaya devam ediyor. 2024 yılı içerisinde bu kalemlere gelen zamların ardından, 2025 yılı için de yeni artışların gündeme gelmesi bekleniyor. Kış aylarında ısınma maliyetlerinin artması, dar gelirli ailelerin bütçelerini ciddi şekilde zorluyor. Gıda fiyatlarında da benzer bir tablo söz konusu. Özellikle temel tüketim ürünlerinde yaşanan fiyat artışları, vatandaşların sofralarını her geçen gün daha mütevazı hale getiriyor. Tarım ve hayvancılık sektörlerinde üretim maliyetlerinin artması, market raflarındaki etiketlere de yansıyor. Tüketici, ucuz ürün bulmak için çaba sarf ederken, temel beslenme ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor.
UZMANLARDAN UYARILAR: ÖNLEMLER ALINMAZSA SOSYAL KRİZ KAÇINILMAZ
Ekonomistler, Türkiye’deki mevcut ekonomik şartların sosyal etkileri konusunda uyarılarda bulunuyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ve giderek derinleşen geçim sıkıntısının, toplumsal huzursuzlukları artırabileceğine dikkat çekiliyor. Uzmanlar, hükümetin kısa vadeli çözümlerin ötesine geçerek, üretimi teşvik eden ve enflasyonu kontrol altına almayı hedefleyen bir ekonomik politika izlemesi gerektiğini vurguluyor.
VATANDAŞLAR NE DİYOR?
Vatandaşlar, artan yaşam maliyetleri karşısında her geçen gün daha fazla zorlandıklarını dile getiriyor. Niğde’de yaşayan emekli bir vatandaş, “2024’te maaşıma zam yapılmıştı ama o zam gıda ve faturalardaki artışla hemen eridi. 2025’te de aynı şey olacaksa, artık nasıl geçineceğimizi bilemiyorum” sözleriyle durumunu özetliyor. İstanbul’da yaşayan asgari ücretli bir çalışan ise, “Kira fiyatları maaşımı aştı. Çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyorum. Bu zamlarla başa çıkmak imkansız” diyor.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ VE BEKLENTİLER
Vatandaşlar, hükümetten daha kapsamlı ve uzun vadeli çözümler bekliyor. Gelir adaletinin sağlanması, enflasyonun kontrol altına alınması ve sosyal desteklerin artırılması, öncelikli talepler arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra kira artışlarının denetim altına alınması ve enerji fiyatlarındaki yükün azaltılması da sık sık dile getirilen konular arasında.
2025 yılı, ekonomik anlamda zorlukların derinleştiği bir yıl olarak öngörülse de, vatandaşlar için en büyük umut, uygulanacak politikaların yaşam standartlarını iyileştirecek çözümler sunması.
(Çağlar TUNCER)