Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi
Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi
Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın
Galip et çünkü bu son ordusudur İslam’ın
Bedir Gazası’nda Hazreti Ali bir müşrikle çarpışıyordu. Müşrik kılıcını hazreti Aliye sallamış, kılıcı kalkana saplanıp kalmıştı. Hamle sırası Hazreti Ali’ye gelmişti. Allah’ın Aslanı kafire öyle bir kılıç çaldı ki zırhıyla birlikte omzundan göğsüne kadar biçti. Tam bu sırada başının üzerinde parlayan bir kılıç gördü. Süratle başını eğdi. Kılıcı sallayan: “Al! Bu da Hamza bin Abdülmuttalip’ten.” derken müşrikin kellesi miğferiyle birlikte yere düşüyordu. Hazreti Ali dönüp arkasına bakınca, amcası Hazreti Hamza’yı iki kılıçla çarpışırken gördü. Peygamber efendimiz eshabının böyle yiğitçe çarpıştığını gördükçe: “Onlar Allahü Teala’nın yeryüzündeki aslanlarıdır.” buyurmuştur. Aslanın evladı da aslandır. O günden beri Türk ordusu peygamber ocağı, Türk askeri de Mehmetçik’tir.
Abdülkerim Satuk Buğra Han’dan beri Türk milleti 125 milyon evladını Allah yolunda feda etmiş, bu uğurda kanını akıtarak rütbelerin en yücesiyle, şehadetle, şereflenmiştir. Şehit kanlarıyla yoğrulmuş bu mübarek vatan topraklarını 1071 yılında Muhammed Alparslan fethedince asırlar ötesinden: “Size öyle bir vatan aldım ki ebediyen sizin olacaktır.'' diye o unutulmaz sözünü tarihe kazıdı. Sonra sırtlan sürüsü Haçlı vahşileri yüzyıllarca, ardı arkası kesilmeyen, kanlı saldırılar düzenlediler. Bir başka aslan olan Sultan Kılıçaslan koyun sürüsüne dalan bir kurt gibi bu saldırıları bertaraf edip aziz vatanı korudu. Yabanların saldırıları ne ilk ne de olacaktı, fakat bilmedikleri bir şey vardı. Korkut Ata’nın tabiriyle: “Alemde şer, Oğuz’da er tükenmezdi. Sırtlanlar saldırdıkça, karşılarında aslan Mehmetçik’i bulacaklardı. Kudüs’te Selahaddin çiğnenen mukaddesatımızı kurtaracak, Kosova'da Murat Hüdavendigâr al kanıyla bize yeni vatanla birlikte ay yıldızlı al bayrağı da yadigâr bırakacaktı. Öyle bayrak ki, gölgesinin düştüğü yer ebediyen vatan toprağı olacaktı.
Bu vatanda yüzyıllar boyu nice aslan parçası kanını toprağa katık etti. Şair: ”Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı/ Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.” derken bu acı hakikati ne güzel ifade eder. Nihayet 'yedi iklimi cihanın’ karşımıza dikildi. Ne kadar ölümcül silah varsa, hepsini o aslan Mehmetçiğin göğsünde söndürdü. Gökyüzü kan ağladı. Doymaz denilen kara toprağın midesi bile kaldırmaz oldu da İngiliz ve Fransız yamyamlarının kini sönmedi. Fakat ne yapsalar nafile. Mehmetçik bir düşerken bin diriliyordu. Düşman sonunda şereflerini ayaklar altına alarak it gibi firar etti.
Çanakkale’de Mehmetçik yalnızca düşmanla savaşmadı. İçerdeki ahmaklar ve hainler düşmandan az zararlı değildi. Bir kere 18 Mart günü saat 11.00’da başlayıp akşama kadar aralıksız devam eden savaşta o güne kadar dünyanın gördüğü en büyük donanmayı Marmara’ya gömen aslan Mehmetçik sadece 22 şehit ve 74 yaralı gazi vermişti. Zira deniz muharebelerinde ordunun komutası Türk subaylarda bulunuyordu. Bu büyük zaferin kahramanı müstahkem mevki kumandanı Cevat Paşa, TBMM kararıyla 18 Mart kahramanı olarak ilan edilecek ancak yine de unutulmaktan kurtulamayacaktır. Daha sonra başlayacak olan kara savaşlarında 5. Ordunun komutası Alman Liman Paşaya verilecekti. Liman paşa ise savaşı uzatmak ve Alman cephelerinin yükünü hafifletmek için tecrübeli Türk subaylarını dinlemeyip düşmanın karaya çıkmasına izin vererek 250 bin kınalı kuzumuzun acımasızca doğranmasına sebep oldu. Çanakkale içinde adeta işbirliğiyle vurdular bizi. Aynı Liman paşa, kalan düşmanın elini kolunu sallaya sallaya gitmesine de izin verecektir. Ne de olsa kendi dindaşları idi. Asıl ahmak Alman gavurunu Türk askerine kumandan yapan kafa idi.
Tarih geçmişten geleceğe akan bir nehirdir. Bu nehir, insanlığın binlerce yıllık yaşanmışlıklarını taşır. Türk tarihi ise tam iki asırdır kan ve gözyaşı olarak akıyor. Bu nedenle tarihi doğru okumak, iyi anlamak gerek. Tarihten ders almak gerek. Aksi halde aynı acılar tekrar tekrar yaşanır. Bu vesileyle Şanlı Bedir’den Çanakkale’ye, Çanakkale’den 15 Temmuz’a din ve vatan uğrunda feda-i can eden aziz şehitlerimizi rahmet ve şükranla yad ediyorum.
ASLAN MEHMETÇİK
Eğitimci Yazar İdris İSPİROĞLU
Yorumlar