(KÖŞE YAZISI- Çağlar TUNCER)

Nazik insanlar çevrelerinde her zaman bir ışık kaynağı gibidir. Hassasiyetleri, başkalarına duydukları derin empati ve karşılıksız sevgi dolu yaklaşımları onları özel kılar. Ancak bu özellikleri, ne yazık ki bir süre sonra yalnızlıkla yüzleşmelerine yol açar. Modern dünyada nezaket, her zaman anlaşılmayan ve genellikle zayıflık olarak görülen bir erdem haline gelmiştir. Nazik insanlar neden yalnızdır ve bu yalnızlık gerçekten bir zayıflık mı yoksa bir güç müdür sorusunun cevabı, onların karakterinde gizlidir.

Nazik insanlar hayatı yüzeysel değil, derinlemesine hissederek yaşarlar. Bir dostun mutluluğunu kendi mutlulukları, bir yabancının acısını ise kendi üzüntüleri gibi hissederler. Başkalarını mutlu etmek için her zaman fazlasını verirler. Ancak çoğu insan, bu derin hassasiyeti suistimal eder. Karşılıksız verilen sevgi ve destek, zamanla insanların onları hafife almasına neden olabilir. Nazik insanlar bu durumu fark ettiğinde, kendilerini korumak için geri çekilirler ve yalnızlığı tercih ederler.

Modern toplum, güç ve otoriteye dayalı bir anlayışla şekillenmiştir. Bu yüzden nezaket çoğu zaman "zayıflık" veya "kendini savunamama" olarak yorumlanır. Nazik insanlar, bu algı nedeniyle kötü niyetli bireylerin hedefi haline gelir. Onların iyiliklerini çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışan insanlar çoğaldıkça, nazik insanlar yalnızlaşır. Ancak bu yalnızlık, bir güç göstergesidir. Çünkü bu insanlar sahte ilişkileri eleyerek gerçek dostlukları seçer.

Nazik insanların yalnızlığı, içsel bir yolculuk ve arınma sürecidir. Yalnızlıklarında kendilerini tanıma ve geliştirme fırsatı bulurlar. Bu süreçte sahte ilişkilerden kurtuldukları için daha sağlıklı ve değerli bağlar kurarlar. Nazik insanlar yalnız kalmayı seçmez; ama gerçek sevgi ve saygıyı bulabilmek adına bu durumu kabullenirler.

Nazik olmak, insan olmanın en güzel yanlarından biridir. Ancak bu nezaketin suistimal edilmemesi için sınırlar koymak önemlidir. Herkese yardım etmeye çalışmak, kişinin kendisinden ödün vermesine neden olabilir. Bu nedenle nazik insanlar sınırlar koyarak yalnızca hak eden insanlara yardım etmeyi tercih etmelidir. Hayır demeyi öğrenmek ve ihtiyaçlarını önceliklendirmek, nazik insanların kendilerini koruyabilmeleri için gereklidir. Ayrıca çıkar odaklı değil, karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı ilişkiler kurmak nazik insanların yalnızlığını azaltabilir.

Dünya, nazik insanların sevgisi, merhameti ve fedakârlıkları sayesinde daha yaşanılabilir bir yer haline gelir. Onlar zor zamanlarda insanlığa umut ve güven aşılar. Belki yalnızdırlar ama bu yalnızlık onların içlerindeki ışığı söndüremez. Nazik insanların varlığı, insanlık için büyük bir şanstır. Onların yalnızlığını fark etmek ve hak ettikleri sevgiyi göstermek, hepimizin sorumluluğudur. Çünkü nazik insanlar yalnız olduğunda, toplum da aslında büyük bir değerini kaybeder.

Nezaket, büyük bir içsel gücün yansımasıdır. Nazik insanlar, yalnızlıklarında bile dünyayı daha güzel bir yer haline getirme gücüne sahiptir.