Dinci ve dindar kelimelerini birbirine yakın falan zannetmeyiniz. Biri siyahsa diğeri beyaz, biri yerse diğeri gök. Yani tam zıt.
Dinci, tabir edilen kişi dini kullanan, dinden geçinen, dini değerlerden menfaat sağlayan kişidir. Dindar ise Dinin emirlerini yerine getirmeye azami dikkat eden, dini Allah’a ulaşmanın yolu olarak kabul eden, yalandan kaçınan, dürüst, ahlaklı ve adil kişidir.
Dinci, dini perde olarak kullanır, dinin kurallarını bilmesine gerek yoktur çünkü elde edeceği kitle zaten kandırılmaya müsaittir. Dincinin cemaati yargılamaz, kabul eder, biat eder, belki zorunluluktan belki cehaletten belki de başka sebeplerden kabullenmese bile kabullenmiş görünür. Bilmediği için eziktir, -güya bilenin- peşinde, yanında, arkasında olur, onun dedikleri emirdir, ondan aldıklarını kayıtsız şartsız satmakla mükelleftir.
Dincinin müridi asla sorgulamaz denileni yapar böylece mükâfatların en büyüğü olan cennete gideceğinden emindir. Bu kural herhangi bir dine özgü de değildir. Bir süre önce Kongo’da bir kilisede rahip efendi yemek yemeyin aç kalın İsa Mesihi göreceksiniz dedi de onlarca insan açlıktan ölmedi mi?
Kutsal kitabımızın bunca yıl her kelamı birbirinden önemli mesajlar içererek bozulmadan ve tertemiz gelmişse bunda dindar ve liyakatli din adamlarının çok etkisi vardır.
Dinci, her devrin adamıdır. Siyaseti de ekonomiyi de piyasayı da kendi ya da kendi gibi düşünenlerin çıkarları için kullanır. Dinci için parti mesele değildir. İktidar olan parti önemlidir onun için. Dinci, dini duyguları kullanarak, istismar ederek, onu istediği gibi yoğurarak iletir hedef kitlesine. Amacına ulaştığı anda da ayrılmada ya da başka yere gitmede sakınca görmez.
Dindar, mümindir. Mahallenin, semtin, köyün, kasabanın ak saçlısındır. Hürmet görenidir akıl danışılanıdır. Okumuştur, okuduğunu paylaşmıştır, bilmediğini itiraf edip öğrenip söyleyeyim diyendir. Yüzü nurludur.
Dindar kişi zorlaştırmaz, ötekileştirmez, yalan söylemez, iftira etmez, haram yemez yedirmez, yiyene göz yummaz. Sevgi doludur.
Onun için Mümin kelimesini severim kökünde bile emin olmak yatar. Mümin başkalarının güvenli olmasını sağlayandır. Onun için haram haramdır helal de helal.
Dindar kişi takiye yapmaz, rüşvet almaz, alanı sevmez, dilsiz şeytan olmaz, yanlışı babası da yapsa önünde durur. Bu özellik onun dindarlığı yanında insanlığı ile de alakalıdır. Yani aslında dindar kişinin aynı zamanda insani yönü kallavidir. Televizyonlarda izliyorum üzülüyorum. Her konuşmasında izleyicileri cehennem ile korkutan, ses tonunu yükselterek insanları ezmeye çalışan, söylediklerinin hepsini toplasan bir dirhem etmeyen kişiler ne yazık ki prim yapıyor.
Etrafımızda her daim gerçek dindarların olması dileğiyle.