Sedat ÇAĞLAR yazdı : İÇİMİZDEKİ İNSAN GÖRÜNÜMLÜ VİRÜSLER - Niğde Haber Gazetesi

Belki iddialı bir başlık oldu ama maalesef dünyayı ele geçiren bu virüs salgınında aileleri başta olmak üzere çevresindeki birçok insana virüs bulaştıran, iyi ihtimalle sağlığına zarar veren, kötü ihtimalle ölümüne neden olan kişiler her gün aramızda kol geziyor. Bugün itibari ile dünyada 31 milyondan fazla insan virüse yakalananmış durumda. Bununla birlikte virüs salgınından ölenlerin sayısı 1 milyona yaklaşmakta. Rakamlar böyleyken insanların duyarsız ve umarsız tavırları virüsün daha çok yayılmasına ve daha çok can almasına sebebiyet vermektedir.
Peki ya sağlık çalışanlarının yüzüne nasıl bakacağız?
Bu salgın illeti ortaya çıktığı günden bugüne kadar kendi canlarına hiçe sayarak çocuklarını ailelerini bir kenara koyup hayat kurtarmaya çalışan sağlık çalışanlarının hakkını nasıl ödeyeceğiz? Onlarla helalleşmemiz gerekmez mi?
Ama artık çok geç bazıları için!!!
Çünkü virüs hastalarını iyileştirmeye çalışan, hepsi bu devlet ve millet için değerli olan Profesör, Doçent ve Uzman olan birçok doktor ve hemşiremizi bu salgın savaşında şehit verdik. Bu sağlık çalışanları için bir can. Aileleri için bir baba, bir anne, bir kardeş, bir evlat! Devlet için yetişmiş kalifiye bilim adamı. Biz ise pervasızsa yaşantımıza devam edip hasta olduk ve bu sağlık çalışanları da bizi kurtarmak için çalışırken hasta oldu ve maalesef bazılarını kaybettik.
Tek kaybettiklerimiz sağlık kahramanları değil elbette.
Maske takmayarak, temizliğe dikkat etmeyerek, sosyal mesafeyi hiçe sayarak biz bu virüsün işini kolaylaştırdık. Düğünlerde halay çektik, çiftetelli oynadık. Bayramlarda el öptük, tokalaştık. Birbirimize hasretle sarıldık. Ama bu sarılmanın hayatımızda son sarılma olduğunu düşünemedik! Bugün ülkemizde özellikle bu yaz mevsiminde kurban bayramı ve düğünler ile birlikte virüs ortalığı bertaraf etti. Kimilerimiz babasını kaybetti. Kimilerimiz annesini kaybetti. Kimilerimizin ailesi şuan yoğun bakımda makinaya bağlı hayata tutunma ya çalışıyor.
Peki ya neden?
Düğünde halay çekmek, ailemizi kaybetmeye değer mi? Sarılmak, el öpmek, yoğun bakım kapısında çaresizce beklemeye değer mi peki ?
Bize bir şey olmaz. Virüs herkese bulaşacak. Grip gibi bir şey deyip hafife alan ve daha kötüsü virüslü olduğunu bile bile kendi karantinaya almayan ve hatta karantinadan kaçıp dışarıda işine gücüne devam eden hiç bir şey olmamış gibi normal hayatını sürdüren, insanların hayatına son vermesine sebep olan bu kişilerin kendisi VİRÜS değil de nedir soruyorum size?
Bu insanlar hayatlarının bundan sonraki evrelerini hiçbir şey olmamış gibi nasıl geçirecekler. Eğer vicdanları varsa o vicdan azabı ile yaşamaya nasıl devam edecekler çok merak ediyorum.
Yapmayalım, tüm dünyayı kasıp kavuran ve hala tedavisi olmayan bu salgını hafife almayalım. Kurallara uyalım, hem kendi canımızı hem de sevdiklerimizin canını tehlikeye atmayalım. Düğünlerde oynamazsak yarın yine oynarız, el öpmezsek yarın yine öperiz ama hayatımızı kaybedersek, kaybettiğimiz hayat geri gelmez…