Kurban olayı ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’in (a.s) oğulları Habil ve Kabil’e kadar dayanır. Diğer dinlerde de kurban vardır. Hatta bazı kaynaklarda geçtiğine göre milat öncesi yıllarda insanların da kurban edildiklerini öğreniyoruz. Örneğin, Nil nehrinin suyu çoğalıp taşkınlıklar olunca, genç bir kızı gelin gibi süsleyip nehire atarlarmış. Bu durumun inandıkları tanrının öfkesini gidereceğini ve nehrin normal akışına döneceğini düşünürlermiş. Yine çeşitli mitolojilerde, insanların kurban edildiğine dair bilgiler var.
Hz. İbrahim Peygamberin gördüğü bir rüya üzerine oğlunu kurban etmek istemesi ve Allah’ın merhamet ederek oğlu yerine bir koçu kurban olarak göndermesiyle kurban ibadeti gerçek anlamına ve uygulamasına kavuşmuş ve binlerce yıldır yapıla gelmiştir.
Muhyiddin-i Arabî Hazretleri diyor ki: ”Kurbanların kesilmesinde, insan vücudunun beslenmesi için, hayvanların bedenini idare eden ruhlarının ayrılması söz konusu olur ki, birbirinden ayrılırken ruhları yine onları gözetmeye devam eder. O cesetleri deve, sığır olarak idare ettikten sonra bu defa insana ait olmak üzere yönetir. Bu öyle ince bir meseledir ki, Allah’ın, anlayışlarını aydınlattığı, Allah dostlarından başkası onu kavrayamaz.”
Divan şairlerimizden Fuzuli : “Yılda bir kurbân keserler halk-ı âlem îyd için Dem be dem sâat be sâat ben senin kurbanınam” (Halk, bayram için yılda bir kez kurban keser. Ben her an, her saat senin kurbanınım.)
Hak aşığı Yunus Emre de: “İsmail'em, Hak yoluna canımı kurban eylerem, Çünkü bu can kurban sana, ben koç kurbanı neylerem.”
Hayatın devam etmesi için Yüce Allah bu evrene bir düzen ve bazı sebepler koymuştur. Bitkilerin varlığını sürdürmesi için başta hava, su ve toprağa ihtiyacı olduğu gibi hayvanlar yaşamak için bitkilere ve diğer hayvanlara muhtaçtır. Başta hayvanlar ve bitkiler olmak üzere daha birçok şeyi ise Allah insanların hayatını devam ettirmesi için yaratmıştır. Diyelim ki, bir koyun veya sığır, kurban olarak kesilmese birkaç gün sonra kasap tarafından et için kesilecektir. Bazı dini kaynaklarda, kurbanlık hayvanların da insanlar gibi cennete gideceği belirtilmektedir. Bu durumda bir hayvanın kurban olarak kesilmesi o hayvan için de bir şereftir.
Her yıl, özellikle kurban bayramı günlerinde kurbanla ilgili farklı haberler ortaya atılır. Kaçırılan kurbanlıkların dehşet görüntüleri, hastanelik olan acemi kasapların haberleri, kan ile kirlenmiş sokak görüntüleri vb. o günlerin ağırlıklı gündemidir. Tabii ki Kurban bayramı günlerinde hayvanlara yapılan işkenceler ve o sokak görüntüleri asla kabul edilemez. Keşke şehirlerimizi yaparken insanlık tarihiyle yaşıt kurban ibadetinin de güzel bir şekilde gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapsaydık. Keşke insanımıza hayvanları incitmeden kesme becerisini kazandırabilseydik.
Allah, insanı yaratacağını söyleyince melekler: ”Yeryüzünde kan dökecek birini mi yaratacaksın?” demişler. Buradan yola çıkarak denilebilir ki, kan dökmek sanki insanın fıtratında vardır. İşte bu durum kurban ibadetiyle dengelenmiş oluyor. Bazı psikologların da belirttiği gibi kurban kesen veya kesimi seyreden, can vermenin nasıl olduğuna bizzat şahit olan bir insan kolay kolay cinayet işleyemez. Ve bu ibadet günahların affedilmesine bir vesile olduğu gibi insandaki kin, nefret ve düşmanlık duygularının da önlenmesinde bir etkisi var. Yani kurban sadece yoksulların et yemelerine yönelik bir ibadet değildir. Öyle olsa kasaptan üç beş kilo et alınır ve yoksullara dağıtılır.
Ama maalesef son yıllarda kurban, anlamını gittikçe yitiriyor. Zaman zaman farklı kişilerden duyuyorum. Diyorlar ki:” Kurbanınım falan çiftlikte kesiliyor, evime de getirip teslim ediyorlar.” Elbette vekâletle kurban kesiminin dinen bir sakıncası yoktur. Bir evde birden fazla kurban kesiliyorsa diğerinin bağışlanması doğru bir karardır. Ancak hepsinin de bağışlanması bence doğru değildir. Halkımız, hem şehir hayatında kurban kesim işlerinin meşakkatli olması hem de vekâletle yani bağış yoluyla yapmanın daha ucuz olması nedeniyle çoğunluk, bağış yolunu tercih ediyor. Bu durumda belediyelerimize çok iş düşüyor. Hijyenik kesim yerlerinin oluşturulması ve yeterli sayıda kurban kesecek ehil insanların görevlendirilmesi vb. Merhamet duygularımızı onaran, hayat ve ölümün bir arada oluşunu ve can vermenin nasıl olduğunu hissettirmek gibi daha nice manaları olan kurban ibadeti… Bayramımız mübarek olsun.
(Nizamettin YILDIZ)