2024 yılında bir defa gelen artış ile 17 bin 2 lira olan asgari ücret son komisyon toplantısının ardından 2025 yılı için net 22 bin 104 TL olarak belirlendi.

İşin doğrusu açıklanan bu rakam işletme sahiplerini beklentinin altında olduğu için şaşkına çevirirken, çalışanları ise derinden üzdü. Tek kişi için açlık sınırının dahi 24-25 bin bandında açıklandığı şu günlerde bu konunun tartışmaları uzunca sürecek.

2025 yılı için asgari ücret açıklamasından sonra çeşitli tepkiler yaşandı. Bazı ekonomistler, asgari ücretin artırılması, işsizlik oranlarının artmasına ve küçük işletmelerin zorlanmasına neden olabileceğini belirtirken, önemli bir kısım ise asgari ücretin artırılması, erişimin kolaylaşmasıyla tüketim artışına ve ekonomik büyümeye katkıda bulunabileceğini savundu. Ayrıca, sendikalar ve siyasi partiler de bu konuda farklı görüşlerde bulunmaya devam ederken varılan noktada bu rakamlara çalışan personel bulmanın da ilerleyen günlerde pek mümkün olmayacağı görüşü de yaygın bir şekilde konuşulur oldu.

En basit şekli ile kiraların 15 bin TL bandında, tek çocuklu ailenin mutfak masrafının 7-8 bin TL, eğitim masrafı 3-4 bin TL, faturaların ise 3-4 bin TL civarında olması (Ulaşım, Sağlık, diğer ve özel harcamalar hariç) 22 bin 104 TL’lik asgari ücret ile geçinmenin zor olduğunu gözler önüne seriyor. Öyle ki bu sadece yaşama hakkının sağlanmasına sebep olabilecek en alt oran.

Asgari ücretin bu seviyelerde kimseyi mutlu edemeyeceğini fark eden birçok sanayi kuruluşu, özel işletme ve belediyeler, kadrosunda bulunan asgari işçi ve çalışanlarına kendi maaş rakamlarını sunmaya başladı.

Küçük işletmelerde en alt vasıfsız işçilere bu rakam yaklaşık 28-30 bin TL bandında başlarken, kalifiye ve mesleki eğitimi olan ve uzun süredir çalışan personellerine ise 29-35 bin bandında rakamlar teklif etmeye başladılar. Belediyelerde ise bu rakamlar yaklaşık 30-35 bin TL bandında seyrediyor. Yol yemek gibi sosyal haklar ise firmalara göre değişiklik gösterebiliyor. Böylece rekabet gücünü korumak ve işleyişine devam etmek isteyen firmalar kendi tarifesini uygulamış olacak.

Süreç, işletmecileri, personellerin bu kadar düşük maaşlar ile etkili ve kaliteli bir dönem geçiremeyeceğini, iyi maaş ve iş bulan personellerin hızlıca iş değişikliğine gidebileceği endişeni daha da körüklendi.

Mesleki eğitimin günümüzde geçim sıkıntısına yenilmiş olması vatandaşların hızlıca daha iyi maaşa başka işlere yönelmesine sebep olmaya devam ediyor. Bazı sektörlerde aynı sektörün içinde bulunan kalifiye personellere tekliflerde bulundukları da gündemden düşmüyor.
Örneğin teknik bir personelin düşük asgariye yakın bir maaşla sorumluluğu oldukça fazla olan işlerden başka, daha iyi geliri olan yada sorumluluğu az olan işlere yöneldiği gözlemleniyor.

Günümüzde meslek ayrımı yapılmadan, farklı işlere farklı maaş vermek yerine, faklı işleri yapsalar da aynı maaşları vermek birçoğu tarafından makul görünse de, bu günlerde personeli elinde tutmak isteyen, işletmesi aksamasın isteyen işletmeler ortak bir yol bulma arayışına girmiş durumda.

Bu durum ise asgari ücret her ne kadar 22 bin 104 TL açıklansa da bundan daha yukarıda maaşlar ile mevcut personelin işine devam etmesi ve işletmelerin sürekliliğinin sağlanması için masada bulunan en net görüş. Aksi takdirde, sürekli işçi giriş çıkışları, aksayan sistem, kalifiye olmayan niteliksiz işgücü, işletmelerin geleceğine dair karamsarlık artarak devam edeceğe benziyor.