KÖŞE YAZISI
Murat ÜMRANLİOĞLU
Öğretmenlik mesleğinin ne kadar kutsal olduğunu tarihin en derin dehlizlerinde bile bulabilmek mümkün iken, günümüz tartışmaları arasında sadece memur gibi gözüküyor olmaları insanı en derinden yaralıyor ve gençlere kötü örnek ile saygı kavramını aşırı zedeliyor.
Üzerine ata sözleri, hatıratlar, anılar, tarihsel kurgular, mesleki anlatımlar, hikayeler, filmler kitaplar ve dahası şeklinde bir hayat dizayn edilen öğretmenlik mesleği, günümüzde sadece bir güne sıkıştırılarak oldu bitti ile geçiştirilmek, hakları göz ardı edilmek isteniyor.
İlk harften, ilk rakama hayat boyu mimarı olan öğretmenlerimizin asıl meslekleri, mimarlık, mühendislik, ev hanımlığı, iş kadınlığı, idarecilik, doktor, hemşire, yazılımcı, berber, bilgisayar mühendisi, teknik ressamlık, oto tamirciliği, müzisyen, sporcu, tasarımcı, hafız ve yüzlercesi şeklindedir. Onlar her mesleğin altın bileziğidir.
ÖĞRETMEN DEMEK
Öğretmen demek, hayatın gerçekliği ve milletin varoluş sebeplerinin geleceğe bırakılacak değerlerinin bütünüdür.
Öğretmen demek, evde anne-baba, ağabey-abla demek. En iyi öğretim modelinin çocuğa en iyi nasıl geçeceğini bilen ebeveyndir öğretmen.
Öğretmen demek, ailesine anlatamadıklarını anlatabilen çocukların psikoterapistidir. Öğretmen demek, hayatın aşama aşama gelişiminin en temel direğidir.
Öğretmenlik, “Hz. Ali’nin “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözlerinde önemli manalar gizleyen ilahi bir güçtür.
Öğretmen, Kurucu Liderimiz ve Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Cumhuriyet sizden "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” sözlerinde yer alan özgürlük vurgusunun kendisidir.
Öğretmen yine Atatürk’ün "Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır” sözündeki saygınlık, "Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır” sözündeki birlik olma duygusu ve "Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır…" sözlerinde açıkça ortada duran öğrenme ve öğretme hakkının geleceğe en büyük mirasıdır.
İnsanlığın varoluşundan bu yana öğrenme içgüdüsü hayatın her alanında kendini yenilemeye ve sürekli hale getirmeye devam ederken, öğreticilerin öğrencilere verebileceği en güzel mirası iyi bir nesil oluşturup, daha iyi bir gelecek oluşturmaktır.
Kalkınan ve gelişimi dünya standartlarında ya da üzerinde olan ülkelerde her zaman en iyi öğreticiler ve bu öğreticilerin eserlerinin izleri vardır.
İyi bir doktoru, isim yapmış iş insanını, eserleri ile geçmişten geleceğe önemli projelere imza atan mimarı, yeni fikirleri ile insanın hayatını yeniden şekillendirecek öğretmenleri dahi öğretmenler yetiştirir.
O yüzdendir ki, bu meslekte iyisi de olabilir kötüsü de, fakat biliyoruz ki, ulus dünya ve devletler öğretmenlerin yüzü suyu hürmetinin yanı sıra hayata kattıkları varlık değerleri üzerine kuruludur. Öğretmeni olmayan ya da yanlış öğreticileri olan toplumlar, cehaletten, savaştan ve esirlikten kurtulamaz.
Bu vesile ile iyi bir öğretici olan çok genç yaşta kaybettiğimiz ve çocuk yaşta biz dört kardeşi donanımlı hale getiren, eğitimin kıymetini sürekli vurgulayan hakkı ödenemez rahmetlik babama, annelik görevinin yanı sıra öğretileri ve eğitimi ile babadan geriye kalan hayatta anne ve babalık görevini layıkı ile bir arada yerine getiren anneme, ilk okuldan hayatın bu gününe kadar öğretmenlik mesleği ile hayatımıza giren tüm öğretmenlerime saygılarımı, minnetlerimi sunuyorum.
Umarız bizim çocuklarımızda bir gün bizlere bu kelime yığınlarından oluşan güzel cümleler kurarlar ve kendilerinden sonrakilere öğretmeye devam ederler.
Yeni yazılarda görüşmek üzere…