Hepimiz içimizi yakan taksici cinayetini içimiz yüreğimiz burkularak izledik. “bu soğukta insan dışarda bırakılır mı?” diyordu koca yürekli adam. Adı da adımmış ki daha bir yandı içim. “yüzüne maske takmışsın insanlar çekinmiş evladım o yüzden almamışlar seni” dedi. Herkes haklıydı, adaşım hariç.
  Biliyordu bilmesine de yine de iyi niyetinin yardımseverliğinin, iyi insan olmasının bedelini hak etmediği üç kurşunla ödedi Oğuz kardeşim. Üstüne bir de edepsizce nasihat aldı son nefesini vermeden. “Yaaa…demek ki neymiş herkese güvenmeyecekmişsin dayı” diye.
“Bu olaydan sonra bir taksici bundan sonra şüphelendiğim kişi dünyanın en iyi adamı bile olsa asla durmam yemin ettim abi” diyordu.
   Oysa Taksici Oğuz kardeşim de gayet iyi biliyordu iyilik yapmanın bedelinin hemen hemen her zaman kötülükle sonuçlanacağını. Geçmiş bunun örnekleriyle doludur. Tarihin en ünlü şahsiyetlerinden Jules Sezar’ı sırtından bıçaklayan Brütüs onun kimine göre evlatlığı, kimine göre öz oğlu ama hepsi bir yana en yakın dostuydu.
    Kıssadan hisse diye verilen tüm hikayelerde iyilik yapan herkesin sonunda kötülük bulacağı anlatılmaz mı? Her ne kadar iyiliğe karşı yapılan iyilik olması gereken şey olduğundan kimse ondan bahsetmez çünkü olağanı odur. Fakat nedense olağan olan bu duruma nadir görüldüğünden hayret edilirken, karşılık verilen kötülük ders mahiyetinde anlatılır. Tamam da yüzyıllardır hep iyiliğe kötülükle karşılık veriliyorsa neden hala devam edilir ki?
     Bunda dinlerin payı çoktur ama Müslüman olanlar Al-i İmran 134 ve Nisa suresi 79. Ayetlerini özümsemek zorundadırlar.
Her ne kadar Nisa 79. Ayette “sana İyilikten ne gelirse Allah’tandır. Kötülükten ne gelirse kendindendir” ifadesiyle kötülüğe de daveti insanın kendisinin çıkardığını ifade etse de işte çoğunlukla iyiliğin sonunda kötülüğün gelmesi insanı çeliştiriyor.
     Züğürt Ağa filmini izlemişsinizdir orada ağanın züğürt olmasının önemli nedenlerinden biri iyilik yaparak yanına aldığı “kekeç” lakaplı adamdır. O, rol aslında bir durumun tespitidir.
   Düşünsenize “iyilik eden kötülük bulur” diye atasözümüz bile varken biz neyi tartışıyoruz ki. Atalar görmüş söylemiş işte.
Ne demiş Şirazi “Vahşi hayvanlar tuzakla, İnsan iyilikle avlanır.”
   “Önce hep iyi niyetimden kaybettim sonra iyi niyetimi de kaybettim” demiş çirkin kral Yılmaz Güney.
  Hadi Oğuz Özdem imzalı iki tane de benden gelsin

-          “İyilik yaptım kötülük buldum, sonra o iyi ben kötü oldum.”

-          “İyiliğe kötülük daima, iyiliğe iyilik müstesna”
Valla artık bundan sonrası beni de aşar bu yazımdan iyilik yapmayın gibi bir anlam da çıkarmaya kalkmayın lütfen. Yüz yıllardır bu tip şeyleri hep yaşıyoruz ama şunu da biliyoruz ki dünya iyilik yapanların yüzü suyu hürmetine ayaktadır. Dünyada ayakta alkışlananlar hep iyi yürekli insanlardır. Soğuk kış günlerinde kendinden çok sokakta olan gerek insan gerek hayvan tüm canlılar için yüreği sızlayan ve yardıma koşan değerli kardeşimin çabasıdır kalbimize ışık tutan. Dünyanın bir köşesinde aç kalmış, depremde enkaz altında yardım bekleyen, fakirlik nedeniyle evine yakıt alamayan, karnını doyurmakta zorluk çeken ve daha nice düşkünlere el uzatanlar nedeniyle dönüyorsa şu batasıca dünya biz yine de iyilikten vazgeçmeyelim ama dikkat de edelim.
İyiliklerinizin karşılık bulması dileğiyle sevgiyle kalın.
Oğuz ÖZDEM