6 Şubat 2023 Pazartesi günü yaşadığımız ‘ASRIN FELAKETİ” dünya tarihine geçmiş durumdadır. Konu insan olduğunda dili, dini ve ırkı ne olursa olsun bütün dünya milletleri ülkemize yardım elini uzattı. Asil Türk milleti de ilk dakikalardan itibaren birbirine kenetlendi. Etle tırnak gibi tek vücut oldu aziz milletim.
Derin acılarımız yaşandı. Kimimiz anne babamızı, kimimiz kardeşlerimizi, kimimiz de evlatlarımızı yitirdik. Tamiri olmayan acıları bağrımıza bastık.
Basında ve sosyal medyada aramıza nifak sokmak isteyen art niyetli insanlar ve gruplar yapılan bu iyilikleri ve milletimizin kenetlenmesini bozmak için büyük bir çaba gösteriyor. Kadim milletim siz bu tür insanlara zaten prim vermeyeceksiniz biliyorum. Ama yine de değinmekte fayda görüyorum.
Bu deprem bizlere tekrar gösterdi ki, yüce Türk devleti çok büyüktür. Milletinin desteği ile bu zor günleri de atlatacaktır. İlk dakikalardan bu ana kadar enkazdan canlı kurtarmak için kapasitesinin üstünde bir çaba ile çalışmaya devam etmektedir.
Bugün artık ne yapmamız gerektiğini konuşma ve tartışma zamanıdır. Coğrafya kaderdir evet, gerçekten de kaderdir. Bizim yaşadığımız Anadolu coğrafyası da maalesef büyük fay hatlarının bulunduğu bir bölgedir. Büyük depremlere sebep olabilen Anadolu coğrafyasında deprem ile mücadele edebilmeyi ve deprem gerçeği ile yaşamayı artık öğrenmeliyiz. Dün deprem oldu, bugün oluyor, yarın da olacaktır.
Anaokullarından başlamak üzere deprem bilincini çocuklarımıza aşılamalıyız. Deprem anında yapılması gereken kritik yaşam önlemlerini çocuklarımıza öğretmeliyiz.
İlköğretimden itibaren deprem ayrı bir ders olarak okutulmalıdır. Fiziki haritalarımız, siyasi haritalarımız gibi deprem haritaları da çocuklarımızın zihninde yer almalıdır.
Her öğrencimizi ve askerlik hizmetini yapan her vatandaşımızı sanki bir arama kurtarma personeli olacak gibi eğitimle zor günlere hazırlamalıyız.
Doğal felaketlerin olduğu dönemlerde önceden bir plan halinde eğitimli, gönüllü siviller nereye nakledilecekleri belli bir şekilde zaman kaybetmeden hareket edecekmiş gibi hazırlanmalıdır.
Okullarda ahlak eğitimine çok önem vermeliyiz. Ahlak önemli bir ders olarak ayrıca okutulmalıdır. Evet deprem birçok binayı enkaza çevirdi. Peki depreme bizler yardımcı olmadık mı? Depremin işini kolaylaştırmadık mı? Binayı yalnızca deprem yıkmaz. Bizim hilelerimiz de yıkar. Bizim ihmallerimiz de yıkar. İşte ahlak bu yüzden önemlidir. Sırf daha fazla para kazanmak uğruna demirinden çimentosundan, betonundan ve bunun gibi birçok malzemesinden çalıp ta insanları kandıranların toplumdan silinmesi için ahlaklı toplum yetiştirmeliyiz. Ahlaklı birçok inşaat faaliyeti gösteren basiretli iş adamları topluma örnek gösterilmelidir ve rol model olarak teşvik edilmelidir.
Depreme dayanıklı binalar dikmemiz için ilk önce bölgenin deprem riskini ölçen, yatay mimariye teşvik eden, binaların dayanıklılığı için ciddi teknik donanımlar olan bir sistem kurmalıyız. Çıkan mevzuatlara harfiyen uymalıyız. Yani mevzuatları kendimize uydurmaktan vaz geçmeliyiz.
Her önüne gelen müteahhit olmamalıdır. Parası olan herkes bina yapmamalıdır. Müteahhitlikte belirli bir tahsili olan ve uzmanlık isteyen bir meslek haline gelmelidir. Binalarda insan hayatını tehlikeye atabilecek riskler oluştuğunda o müteahhitte çok ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.
Denetimler daha disiplinli hale getirilmeli, daha da ötesi denetim yapanlar da denetlenmelidir.
Son söz olarak İnsanı yaşat ki devlet yaşasın sözünden yola çıkarak her zaman ana hedefimiz insanı yaşatmak olmalıdır.
DEPREMDEN SONRA…
Şair ve Yazar Sedat ÇAĞLAR
Yorumlar