EREN BÜLBÜL

 

On beşinde girdin kara toprağa

Hainlerin kastı neydi Eren'im

Unutulmaz adın, yazıldı çağa

Lakin boynunuzu eğdi Eren'im

 

Yazamaz mürekkep, acı yazılar

Andıkça maziyi yürek sızılar

Bu vatanda nice nazlı kuzular

Şerefle Cennet'e ağdı Eren'im

 

Açmamış gülüydün Ayşe Ana'nın

Nazlı Bülbül'üydün Hasan Baba'nın

Maçka dağlarında ağlar dumanın

Gözyaşı içime yağdı Eren'im

 

Dumanlar sarkıyor dağdan aşağı

Öfkesi karartır, keser ışığı

Dayanılmaz acın geçti eşiği

Hasretin sineme değdi Eren'im

 

Kendimi görürüm baktıkça sana

Resmimiz ayrılmaz, karıştı gene

Günler aylar uzar, geçse de sene

Acını üst üste yığdı Eren'im

 

Firaki'ye acı haberin geldi

Bir hain kurşundu, bağrımı deldi

Hainler sanır ki Erenler öldü

Ölümsüz şerbeti içti Eren'