Ahmet Vural yazdı : HERKESE EŞİT TAKSİM EDİLEN EN KIYMETLİ HAZİNE: ZAMAN - Niğde Haber Gazetesi
Kıymetli Okurlar! Sizler şu satırları okurken ömrünüzden birkaç saniye daha gitti bile. İsteseniz de geçen bu saniyelerinizi geriye getiremeyeceksiniz. Tıpkı daha evvel geçen milyarlarca saniyenin gelmeyeceği gibi… Maalesef geçen zaman geri gelmiyor. Zaten zaman dediğimiz şey durdurulamayan, geri döndürülemeyen ve tekrar kullanılamayan bir şey değil mi? O sebeple zamanın kıymetini bilmek çok önem arz ediyor. Zamanı doğru kullanmanın ehemmiyetini iyi kavrayarak gereğini yapmak icap ediyor.
Zaman demek hayatın ta kendisi demek. İçinde bulunduğumuz zaman bize ait ve nasıl geçireceğimiz tamamen bizim elimizde. Hayatı nasıl yaşayacağımız ve geleceğimizi nasıl şekillendireceğimiz bizlerin zamanı kullanmadaki tercihlerine göre belli olacak. Peki biz bunun ne kadar farkındayız?
Bizlerin acil/hayati öğrenmesi gereken husus zamanı doğru kullanabilmeyi öğrenmektir. Çocuklarımıza da ilk öğreteceğimiz konu zaman yönetimi olmalıdır. Ne yazık ki zamanı verimli kullanma noktasında zafiyet içerisindeyiz. Hayatı plansız yaşamaktan, günlerimizi paket paket boşa harcamaktan vazgeçmeliyiz. Hayatı dakikalara bölerek verimli yaşamalıyız. Hayatımızda başarılı olmak istiyorsak, düzenli ve planlı bir hayat yaşamak zorundayız. Günlük, haftalık, aylık, yıllık ve ömürlük planlarımız olmalı! Verimli ve etkili olabilmek için zamanımızı da verimli ve etkili kullanmalıyız. İşlerimizi önem sırasına koymalı, önemsiz işlerle vakit kaybetmemeliyiz. Önemli gördüğümüz işleri en verimli vakitlerde yapmalıyız. Zamanı etkili kullanmak adına yapmamız gereken belki de en önemli şeyi, “hayır” diyebilmeyi başarabilmeliyiz. Zaman bizim kontrolümüzde olmalı. Sosyal medya, internet, televizyon gibi araçların kontrolüne geçmişse işte o zaman yanlış istikametteyiz, demektir. Keşke şunu yapsaydım, keşke şunu deneseydim şeklinde pişmanlıklar yaşamamak adına içerisinde bulunduğumuz zamanı en etkin şekilde değerlendirmek durumundayız. Zamanı değerlendirirken kendimize şu soruyu mutlaka soralım: Şu anda yaptığım şey maddi ve manevi olarak yani dünya ve ahiretim için bana fayda sağlayacak mı?
Bizlere emanet edilen ömür sermayemizin kıymetini bilelim!
Ömür, Allah’ın her canlıya bir defa kullanmak üzere verdiği ve belirli bir zamanla sınırlandırdığı kıymetli bir hazinedir. Dolayısıyla büyük ehemmiyete haiz bir sermaye olan bu zaman dilimini boş ve abes şeylerle israf etmemeliyiz. Aksi durumda hem dünya hayatımızdaki yaşam kalite seviyemizi aşağıya çekmiş hem de ahiret hayatımızı tehlikeye atmış oluruz. Bizler Allah’a kulluk etmek için yaratıldık. Dünya hayatından nasibimizi aramakla ve ahiret saadetini elde edecek bir hayatı yaşamakla emrolunduk.
Ömür takvimimizden her gün yeni bir sayfa açıldığını unutmamamız gerekiyor. Tertemiz bir sayfa. Dünya ve ahiret kazancı ekseninde bu sayfayı nasıl dolduruyoruz? Her gün bize sunulan 24 saatimiz var ve biz bu zamanı nasıl geçiriyoruz? Allah’ın rızasına muvaffak olabilmek adına bugün neler yaptık? Ahirette “Oku Kitabını!” denilecek. Bugün yüz akıyla okuyabileceğimiz şekilde, güzelliklerle ve sâlih amellerle mi doldurduk hayat kitabımızı?...
Rivayet edilir ki: Bir adam pazarda buz satıyor ve şöyle bağırıyormuş:
“Sermayesi eriyen bu adama merhamet edin!...”
Bizlere verilen ömür sermayesi de tıpkı bu hikayedeki güneşin altındaki buz misali hızla eriyip tükenmektedir. Ömür sayacımız işlemeye devam ediyor ve her nefesle ölüme bir adım daha yaklaşıyoruz.
Artık Uyanma zamanı!... Kendimize gelme zamanı!...
Ne mutlu zamanın kıymetini bilenlere ve hayatı yaratılış gayesine uygun bir şekilde yaşayanlara!...
Selam, duâ ve hürmetlerimle…
Ahmet VURAL
07.10.2020