Bu yazımızda editörlüğünü A. İskender Sarıca ve Hicret Karaduman hocalarımla birlikte üstlenmiş olduğum Niğdeli Âlimler kitabımız hakkında malumat vermek isterim. Çoğunlukla Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi akademisyenlerinin katkılarıyla vücut bulan bu eser, Niğde’miz için önemli bir çalışmadır.
Konum olarak Anadolu coğrafyasının merkezi bir bölgesinde bulunan Niğde asırlar boyu pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Sırasıyla Bizans, Anadolu Selçuklu, Karamanoğlu ve Osmanlı idaresi sürecinde şehirde mimari açıdan zengin eserler inşa edilmiştir. Gümüşler Mânastırı, Saat Kulesi, Alâaddin Câmii, Sungurbey Câmii, Hüdâvent Hatun Türbesi ve benzeri yapılar tarihi dokusu büyük ölçüde korunmuş bir vaziyette günümüze ulaşmıştır ki şehrin geçmişini en saf hâliyle bu eserler üzerinde müşâhede etmek mümkündür. Bunların yanı sıra ilmi ve kültürel hayatın bir parçası olmak üzere -özellikle İslami dönemde- şehirde yetişen âlimler muhtelif alanlarda çok sayıda ilmi eser kaleme almıştır. Bunların şehirde oluşan dini kültürü beslediği ve günümüze ulaşan bir ilmi geleneğin parçaları olduğunu söylemek mümkündür.
Niğdeli Âlimler Kitap Projesi, temelde ilmi şahsiyetler ve eserleri üzerinden Niğde’deki ilmî geleneğin gün yüzüne çıkarılmasını hedeflemektedir. Bu kapsamda Türkiye’deki yazma eser arşivleri ve muhtelif araştırmaların bibliyografları taranmış, Niğdevî nisbesine sahip müellifler belirlenerek bunların, üzerinde çalışılabilecek eserleri temin edilmiştir. Farklı ilim dallarına ait bu eserler başta Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi olmak üzere farklı illerdeki üniversite öğretim elemanlarından oluşan bir grup akademisyen tarafından titizlikle incelenmiştir. Bu çalışmada Niğde’deki ilmi hayata dair genel ve kaba taslak bir çerçeve sunmak amaçlanmamış, aksine her bir eser spesifik bazı meseleler ekseninde veya söz konusu eser ve müellifini tanıtmaya yönelik akademik bir üslupla kaleme alınmıştır.
Çalışmada yer alan metinlerin belirlenmesi ve telif sürecinde izlenen metoda dair birkaç hususu belirtmek isteriz:İslâm ilim geleneği çerçevesinde ele alınan bu çalışmanın sınırları belirlenirken müelliflerin Niğdevî/Nikdevî nisbesine sahip yahut Niğde topraklarında doğmuş olması esas alınmıştır. Buna binaen Visâlî, sonraları Kütahya’ya yerleşmesine rağmen Niğde’de doğması hasebiyle çalışmanın kapsamına girerken oğlu Visâlîzâde bu kapsam dışında tutulmuştur. Benzer şekilde Kutbüddîn İznikî hayatının belli bir döneminde Bursa/İznik’e göç etmiş olsa da Niğde’de dünyaya geldiği için esere alınmışken oğlu Kutbüddînzâde ele alınmamıştır. Bazı eserler kataloglarda Niğdevî nisbesiyle bazı bilginlere nispet edilse de âidiyetleri kesinlik arz etmemektedir. Bunlar arasında Deli Emin Efendi’ye nispet edilen Risâletü’l-Ḳıyâṣ, aynı zamanda bir müstensih olan Mehmed b. Hasan en-Niğdevî el-Borî’ye nispet edilen Risâle fî vażʿi’l-ḥikme fî vażʿi’l-aḥkâm ve beyâni fażîleti’l-ʿilm, el-İḫtilâf beyne ʿulemâʾ fî ḳırâʾati’l-Ḳurʾân cehran aḳībeti’ṣ-ṣalâh, el-Müşkilât ʿale’l-mübtediyîn min ciheti’t-tecvîd ve esasen Kemalpaşazâde’ye ait ancak Mûsâ b. Ahmed’e nispet edilen Şerḥu’l-maḳālâti’l-müfrede fî taḥḳīḳi kelâmi’n-nefsî’yi saymak mümkündür. Bunların yanı sıra Niğdeli olmasına rağmen eserleri günümüze ulaşmayan yahut çabalarımıza rağmen tespit edemediğimiz Pirizâde Muhammed Said Efendi, Altunhisarlı Bahâeddîn b. Yûsuf, Şeyh Mahmûd Niğdevî gibi âlimler de bulunmaktadır. Eserlerinden bir kısmına ulaşılabildiği hâlde bazılarına ulaşılamayanlar da mevcuttur. Buna örnek olarak Kara Ya‘kūb Şerefeddîn b. İdrîs en-Niğdevî’nin Ḥâşiye ʿalâ Envâri’t-tenzîl’i zikredilebilir.
Çalışma bünyesindeki metinlerden bazısı yazma hâlinde bulunan herhangi bir eserin meselelerine dair detaylı bir soruşturmayı içermektedir. Bu eserlerin müelliflerinin hayatlarına dair malumatın çoğunlukla yeterli seviyede olmadığı görülecektir. Bu sebeple sırf müellifin hayatı ve ilmi şahsiyetini konu edinen metinler kaleme alınmamış, daha ziyade bir eserin muhtevâsı tahlil edilmek suretiyle müellifin ilmi görüşlerine vâkıf olabilmek amaçlanmıştır. Netice itibarıyla 16 ilim insanı ve mutasavvıfın 25’in üzerinde eseri incelenmiş ve bunlara ilişkin akademik metinler oluşturulmuştur.
Proje aşamasından yayın sürecine kadar bir yılı aşkın bir süredir üzerinde ciddi emek verilmiş bu eserin tamamlanmasında katkısı bulunan akademisyenlerimize şükran borçlu olduğumuzu ifade etmeliyim. Ayrıca eserin kitaplaşması ve basım sürecindeki maddi ve manevi desteklerinden dolayı Niğdeli iş insanlarına ve Rektörümüz Prof. Dr. Hasan USLU’ya teşekkür ediyorum. Çalışmanın bundan sonraki araştırmalar için bir kılavuz olması ve daha önemlisi Niğde’nin şehir bilinci ve ilmi geleneğine bir katkı sunması en büyük temennimdir.