Sedat ÇAĞLAR yazdı : İNANÇ VE TESLİMİYETÇİLİK - Niğde Haber Gazetesi

Tarih boyunca İnsanoğlu, yaratılışı gereği kendisine hep tapınacağı bir dini ve yaratanı aramıştır.
İnsanın doğasında, acizlik ve zayıflık vardır.
Hayatı boyunca karşılaştığı ölüm, hastalık, savaş, doğal afet vs vs…. gibi durumlarda hep sığınacak ve kendisini bu güç durumdan kurtaracak bir güç aramıştır.
Aslında bu insanoğlunun kodlarında vardır. Genetiğinde vardır. İnanmak arzusu, ibadet etmek güdüsü, kısacası kul olmak üzerine programlanmıştır insan.
Allah, insanoğlunu yaratırken, insanın ruhuna yaratana kulluk etmeyi ve acizliğini kabul edip kendisini yaratana itaat etmeyi işlemiştir.
Ve arkasından peygamberler aracılığı ile dinleri göndermiştir.
Özetle dinleri incelersek hepsinde şu ana fikri yakalarız.
Dinin emrettiği hükümler toplumsal adaleti sağlar. Sosyal eşitliği ve adaleti bozan davranışlar günahtır ve cehennem ile cezalandırılır.
İyiliği emreden hükümler toplumda refahı ve huzuru sağlar. Bu davranışlar sevaptır ve cennet ile ödüllendirilir.
Tabi ki bunların en başında olmaz ise olmaz ibadet gelir.
İbadetler, insanın sonu gelmeyen arzularının kaynağı nefsine karşı gelmeyi öğretir. Bu ibadetlerin başında Namaz ve  oruç gelir.
Diğer insanların haklarına saldırmamayı öğretir. Aynı haksızlığın kendisinin de başına geleceğini düşünerek.
Bütün amaç ; Yaratana ibadet ederek kulluk vazifeni yapmak. Dini emirler ile sosyal ve bireysel yaşantını şekillendirmek.
İşte bu Adem as bu güne hep böyle olmuştur.
Bugün dünyada 6.9 MİLYAR insan yaşıyor ve dünyada yaşayan her 10 kişiden 8’i bir dine mensup.
Günümüzde yaşayan insanların 1 milyar 600 milyonu Müslüman, 2 milyar 200 milyonu Hristiyan, 14 milyonu Yahudi. Yani semavi dinlere inanan dünyada şuan 3 milyar 814 milyon insan semavi dinlere inanıyor.
Bu rakamlar gösteriyor ki Kuran’ı Kerim de de belirtildiği üzere dört büyük kitabın dinleri olan Semavi dinlere dünya nüfusunun yarıdan fazlası  inanıyor.
Bir de şu açıdan düşünün.
Ortalama her yetmiş yılda bir nesil yenileniyor. Yaşayanlar ölüyor yerlerine yenileri doğuyor. Bu pencereden baktığımızda tarihten günümüze gelmiş geçmiş medeniyetlerin çoğu semavi dinlere inanmışlardır.
Bu dinlerin bünyesinde medeniyetler gelişmiştir. Kutsal kitaplardaki fikirler ışığında bilim kendine ilerleyen bir yol çizmiştir. Ortalama yetmiş yıl yaşayacağımız ve sonunda toprağa karışıp yok olacağımız bir dünyada, İmanla yaşamayı ve Müslüman olarak ölmeyi Cenabı Allah’tan diliyorum.